28 Mart 2024 - Perşembe

Şu anda buradasınız: / TAKDİM
TAKDİM

TAKDİM Ar. Grv. Vuslat Dergisi

Râhman, Rahîm, din gününün sahibi ve mülk elinde olan Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, Rasulullah Muhammed (s.a.s.) ile birlikte olan “Ashâb-ı Kirâm”ı şöyle beyan buyuruyor:
“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar, Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.”1
Rabb olarak Allah’a razı olmuş ve kâmil bir imanla iman edip gereği gibi amel etmiş dolayısıyla Allah’ı razı etmiş olanlar: Ashâb-ı Kirâm! Büyük kurtuluş ve mutluluğa erenler!
Muvahhidlerin, mücahidlerin ve muttakîlerin önderi Rasulullah (s.a.s.)’in, “en hayırlı nesil” olarak beyan ettiği şahsiyetler!
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) rivayet eder.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“İnsanların hayırlısı, benim asrım (daki Saha-bîlerim) dir. Sonra onlara yakın olanlardır. Sonra onlara yakın olanlardır.”2
Abdullah b. Muğaffel (r.a.)’ın rivayetiyle şöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
“Ashabım hakkında Allah’dan korkunuz, Allah’dan korkunuz! benden sonra onları hedef almayınız. Onları seven, beni sevdiğinden sever. Onlara buğzeden, bana buğzettinden buğzeder. Onlara eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden Allah’a eziyet etmiş olur ve Allah’a eziyet edeni de Allah, hemen cezalandıra bilir.”3
Sahabe nesline saygılı ve sevgili olmayı, onlara dil uzatmamayı, onlar hakkında hayır konuşmayı emrediyor Rasulullah (s.a.s.)!
Ebu Said el-hudrî (r.a.) rivayet eder.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Sahabîlerime sövmeyiniz! Sizden biriniz Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, sahabîlerden birinin iki avuç (hurma) sadakasına erişemez, bunun yarısına da ulaşamaz.”4
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) şöyle der:
 – Allah, kullarının kalblerine bakınca, en hayırlı kalbin Muhammed (s.a.s.)’e aid olduğunu gördü. Bundan dolayı O’nu, kendisine seçti ve Risâletle gönderdi.
Muhammed (s.a.s.)’in kalbinden sonra kulların kalblerine bakınca, en hayırlı kalblerin O’nun Ashâbı’nın kalbleri olduğunu gördü. Bundan dolayı onları, Peygamberinin yardımcıları ve dininin savaşçıları kıldı.
Müslümanların iyi olarak gördüğü şeyler, Allah katında iyi, kötü gördüğü şeylerde Allah katında kötüdür.5
Ashâb-ı Kirâm, en hayırlı ümmetin, en hayırlı ve öncü nesli!
Yaratmanın ve emretmenin yalnızca kendisine aid olan Âlemlerin Rabbi Allah’ın ve Rasulü Muhammed (s.a.s.)’in övdüğü nesil!
Rabb olarak Allah’a, din olarak İslâm’a, Nebî olarak Muhammed’e razı olmuş, iman edip kabullenmiş her muvahhid mü’min kul, ümmetin en hayırlı neslini sever, sayar ve hayırla anar. Ashâb-ı Kirâm’ı sevmek, saymak ve hayırla anmak, muvahhid mü’minlerin sapasağlam akîdelerinden kaynaklanmaktadır…
En hayırlı ümmetin, en hayırlı nesli olan Ashâb-ı Kirâm hakkındaki inancı şöyle beyan ediyor mutlak müctehidlerden İmam-ı A’zam Ebu Hanife (rh.a.) “el-Fıkh el-Ekber” adlı eserinde:
“Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi, Ebu Bekr es-Sıddîk, sonra Ömer el-Fârûk, sonra Osman b. Affân Zû’n-Nûreyn, daha sonra Aliyyu’l – Murtaza’dır. Allah, hepsinden razı olsun. Onlar, doğruluk üzere, doğruluktan ayrılmayan, ibadet eden kimselerdir. Hepsine sevgi ve saygı duyarız. Hazreti Peygamberin Ashâbı’nın hepsini sadece hayırla anarız.”6
Molla Aliyyu’l – Karî (rh.a.), “Fıkh-ı Ekber Şerhi”’nde şunları kaydeder:
“Yani, Hz. Peygamber’in Sahabîlerinden bazılarından, görünüşte kötülük çıkmışsa da biz, onların hepsini hayırla anarız. Zirâ o görünüşte kötülük, fesâd maksadı ile ısrar ederek yapılmış olmayıp kendi ictihadından doğmuştur. Belki onlar, bu kötülükten hayr-meâda dönmüşlerdir. Bizim onlara karşı iyi bir zanda bulunmamız gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s.)’de onlar hakkında şöyle buyurur:
“En hayırlı nesil, benim asrımın neslidir.”
Yine Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Ashabımdan bahsedildiği zaman dilinizi tutun (sövmeyin).”
Bu hadislere dayanarak ilim adamlarının çoğunluğu, Sahabenin hepsinin güvenilir kişiler olduğu görüşündedirler. Bu güvenilir oluş, Hz. Osman ve Hz. Ali devrindeki fitneden evvel de, sonra da bakîdir.”7
İmam Tahâvî (rh.a.) ise, “Ashâb-ı Kirâm” konusundaki “Ehl-i Sünnet”in akîdesini şöyle beyan ediyor:
“Rasulullah (s.a.s.)’in Ashâbı’nı sever, onlardan hiç birinden uzaklaşmaz ve sevgisinde de aşırı gitmeyiz. Onlara buğzedenlere ve onları hayır dışında bir şeyle ananlara, bizde buğzederiz. Biz, Sahabeyi ancak hayırla yâdederiz. Onları sevmek, din, iman ve dinde samimiyet, onlara buğzetmek ise, küfür, münafıklık ve azgınlıktır.”8
İbn Abbas (r.anhuma) şöyle der: Muhammed’in Ashâbı’na sövmeyiniz. Onlardan herhangi birinin Peygamber (s.a.s.) ile bir anlık birlikteliği, sizden herhangi birinin kırk yıllık amelinden daha hayırlıdır.
Vekî’ yoluyla gelen bir rivayette de:
-Sizden herhangi birinin ömür boyu ibadetinden daha hayırlıdır! denilmektedir.9
İmam Nevevî (rh.a.)’in, “en hayırlı nesil” hakkındaki beyanı ise şöyledir:
“İnsanların en hayırlıları benim kuşağımdır, sonra onlardan sonra gelenler……” buyrulmaktadır. İlim adamları, en hayırlı kuşağın Nebî (s.a.s.)’in kuşağı olduğu üzerine ittifak etmişlerdir. Maksad ise, O’nun Ashâbı’dır. Ayrıca Cumhurun kabul ettiği doğru kanaatin şu olduğunu kaydetmiş bulunuyoruz. Bir ân dahi olsa Nebî (s.a.s.)’i görmüş olan her bir müslüman, O’nun Ashâbı’ndandır.
“İnsanların en hayırlısı” İfâdesi, umumî bir ifâ-dedir. Kasıd ise, kuşağın tamamıdır. Amma bu Sahabî’nin Nebîlere – Allah’ın salât ve selâmı onlara – üstün olmalarını gerektirmez. Tek tek kadınların da, Meryem, Asiye ve diğerlerinden faziletli olmalarını da gerektirmez. Aksine maksad, genel olarak kuşağın, bütün kuşaklardan üstün olduğunu anlatmaktır.”10
Ashâb-ı Kirâm’ı sevmek, onlara hürmet etmek ve hayırla anmak imanımızın gereğidir. Biz, “Vuslat Dergisi” ailesi olarak, Sahabe hakkındaki bu inancımızdan dolayı bu özel sayıyı hazırladık. Konunun uzmanları olan yazarlarımız Salih selefimiz olan Ashâb-ı Kirâm’ı gündeme getirip çeşitli yönleri ve özellikleriyle, ana kaynaklardan hareket ederek anlatmaya gayret ettiler…
Değerli okuyucularımızı, İlmî makalelerle başbaşa bırakıyor, Rabbimiz Allah’dan afiyet diliyoruz.
Tevbe, 9/100.
Sahih-i Buhârî, Kitabu’ş-Şehadât, B. 9, Hds. 17.
Sahih-i Müslim, Kitabu Fedâilu’s-Sahabe, B. 52, Hds. 211
Sünen-i Tirmizî, Kitabu’l-Menâkıb, Hds. 4116.
Sahih-i Buhârî, Kitabu Fedâili Ashabu’n-Nebî, B.5, Hds.22.
Sahih-i Müslim, Kitabu Fedâilu’s-Sahabe, B. 54, Hds. 221
İmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, çev. Hüseyin Yıldız, Vdğ. İst. 2014, C.18, Sh.517, Hbr.26321.
İmam-ı A’zam’ın Beş Eseri, çev. Mustafa Öz, İst.2009, Sh.57. Beşinci baskı.
İmam-ı A’zam, Fıkh-ı Ekber-Aliyyu’l-Karî Şerhi, çev. Yunus Vehbi Yavuz, İst.1992, Sh.129. 4.Baskı.
Dr. Arif Aytekin, Ehl-Sünnet İnancı Esasları-Tahâvî ve Akâid Risâlesi, İst. T.y. Sh.70, Md.90.
İbn Ebî’l – İzz el-Hanefî, el-Akîdetü’t-Tahaviyye ve Şerhi, çev. M. Beşir Eryarsoy, İst. 2014, Sh.566-567. 4. Baskı.
İmam Muhyiddin en-Nevevî, Sahih-i Müslim Şerhi-el – Minhâc, çev. M. Beşir Eryarsoy, İst. 2014, C.10, Sh.482.

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul