vuslat Dergisi’nin takipçileri bilirler ki her yılın Kasım ayı, Vuslat’ın özel sayı olarak okuyucularıyla buluştuğu aydır. Vuslat toplumumuzun unuttuğu, göz ardı ettiği ya da önemsediği yahut da gündem yapmak istediği bir konuyu özel sayı olarak belirler ve okuyucuları ile buluşur. Vuslat’ın sayfaları bu ay diğer aylardan fazladır çünkü “daha söyleyecek çok sözü vardır.” Bu ay dergimiz, Ebu Abdillâh Mâlik b. Enes b. Mâlik b. Ebî Âmir el-Asbahî el-Yemenî’yi özel sayı olarak işledi.
Mâlikî mezhebinin imamı, büyük müçtehid ve muhaddis, İmam Mâlik (rh.a.)...
Önek şahsiyettir İmam:
Sabrıyla, disipliniyle ve ihlâsıyla...
“Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zâyi etmez.” (Hud, 11/115).
“Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlâs sahipleri kıldık.” (Sad, 38/46).
İbn Ömer (r.a.)’dan rivayetle
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Halk arasına girip de eziyetlerine sabreden mü’minin sevabı, halk arasına girmeyen ve onların eziyetlerine sabretmeyen mü’minin sevabından daha fazladır.”
(A. Dâi, İslâm Cemaati Makalesi: Sünen-i İbn Mace, Kitabu’l-Fiten, Sh. 23, Hds. 4032).
O (rh.a.) o ecirlere, o mükâfata erişmek için Medine’de kaldı kırbaç yedi, evinden çıkmadı, Cuma’ya gitmedi.
Önek şahsiyettir İmam:
Gerek Emevîler gerekse Abbasîler zamanında halifeler ve valilere hakkı tavsiye etmek için kimi zaman, ikili görüşmelerle kimi zaman mektuplarla onları irşâda çalışmıştır.
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran, 3/104).
Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)’dan rivayetle
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Cihadın en faziletlisi, zâlim sultanın karşısında hakkı ve adaleti söylemektir.” (Sünen-i İbn Mace, Kitabu’l-Fiten, Sh. 20, Hds. 4013).
İşte bu yüzden zalim ve cair emir sahiplerinin zulmüne maruz kaldı rahimehullahi aleyh.
Önek şahsiyettir İmam:
Haremeyne gelen ulema ile sohbet ve müzâkerelerde bulunup ilmini ilerletecek kadar mütevazıdır. O (rh.a.) Ebu Hanife, Leys b. Sa’d, Evzaî, Ebu Yusuf ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani gibi zamanın ulemasıyla bilgi alışverişinde bulunmuş ilmine geniş perspektif kazandırmaya çalışmıştır.
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler…. işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa, 4/162).
Önek şahsiyettir İmam:
Ebu Hanife (rh.a.)’in metodunun aksine, talebesiyle tartışma ve fikir alışverişinde bulunmaksızın sadece bilgi verme ve anlatma metodunu uyguladı.
Ey iman edenler, size açıklandığında sizi üzecek şeyleri sormayın, Kur’ân indirildiği zaman sorarsanız, size açıklanır. (Maide, 5/101).
Hz. Ebü Hüreyre anlatıyor
Rasulullah (s.a.s) buyurdu:
“Ben sizi terk ettikçe siz de beni bırakınız. Zirâ sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve Peygamberleri üzerindeki ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise sizi bir şeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın).” (Sahih-i Müslim, Kitabu’l-Hacc, B. 73, Hds.412).
Önek şahsiyettir İmam:
Hacca gelen âlimlerle görüşüp, onlarla ilim alışverişinde bulunurdu O (rh.a.) büyük fakih, Ebu Hanife ile de görüşür, onunla münazaralarda bulunurdu. Onların bu görüşmeleri gayet nezih bir şekilde cereyan eder ve her biri diğerinin fıkıhtaki üstünlüğünü överdi.
Onların işleri, aralarında danışma iledir. (Şura, 42/38).
Önek şahsiyettir İmam, ilmini arttırma gayretinde olduğundan, asrının diğer fakihlerine mektuplaşma yolunu ile içtihatlarını sorar, kendisinin delillerini ile konu hakkında vardığı sonucu onlara iletir “ümmetimin ihtilafında rahmet vardır” hadisinin gereğini yerine getirir, Ümmete rahmet olurdu.
Önek şahsiyettir İmam:
Toplumun sorunlarını çözmek için fetva vermeden önce, son derece hassas davranır, kılı kırk yarardı. Bu sebeple henüz meydana gelmemiş meselelerle ilgili olarak görüş belirtmezdi.
Örnek şahsiyetleri örnek almamız duâsıyla…
