
Rahmetli Ali Nar hocamız sağlığındayken zaman zaman yanına uğrar sohbet ederdim. Kendisi o sıralarda İslami Edebiyat ve Doğru Yorum adlı yayınların başındaydı. Bir dergi nasıl çıkartılır, nerede aksaklıklar yaşanır, ne tür zorluklar çekilir bunu en iyi bilenlerdendi.
Bir seferinde Doğru Yorum gazetesinin eski sayılarını birleştirip ciltlettirmiş ve oraya uğrayanlardan cüzi bir ücretle bunu almalarını rica ediyordu. Bana da rica edince, ben de o büyük boy ciltli yayından bir tane almıştım. Ve o gün bu dergicilik işinin zor bir iş olduğuna iyiden iyiye kanaat getirdim. Çünkü dergicilik başlı başına bir imkan meselesi.
Bir dergi çıkartılıyorsa, o derginin matbaa masrafları var, yol masrafları, kargo masrafları, çalışanların masrafları, internet sitesi varsa onunla uğraşanların masrafları var. Ve daha var da var. Hele ki bir İslamî dergi çıkartıyorsanız, şu bir gerçektir ki halkın böyle dergilere pek ilgisi yoktur, dolayısıyla işiniz zor mu zordur.
Bu ilgisizlik yüzünden ortaya çok güzel bir şey de konulsa bile, bununla ilgili yeteri kadar takdir görmeyince, bir sonraki sayının hazırlıklarına düşük bir motivasyonla başlamak durumunda kalırsınız. Büyük cemaatlere ve gazetelere yaslanmamışsanız, bu sıkıntıları kaldırmanız pek de kolay olmaz.
Ve dergiciyi yıkan bir şey daha vardır ki onu da yine Ali Nar Hoca’dan nakledeyim. Bir seferinde Ali Nar hoca demişti ki: “Ehl-i sünnet itikadına karşı yapılan saldırılara cevap verin diye birçok hocamızdan yazı istiyorum, halkı uyandırmak üzerinize vebaldir diyorum, buna rağmen birçok âlim olarak bildiğimiz kişi bize bu konuda yardımcı olmuyor.” Bunu söylerken Ali Nar hocanın ciddi bir sitem halinde olduğuna şahitlik ettim.
Evet dergicilik başına bir zahmet ancak öyle bir zahmet ki rahmeti celbedecektir inşallah. Hele ki amaç Allah’ın dininin yaşanılması için bir alt yapı hazırlamak olunca, kimsenin bu gayreti küçümsemeye hakkı yoktur. Kağıt ve mürekkep, İslam’ın hakimiyeti için kullanıldığında en güzel amaca hizmet etmiş olur. Bir kalbe girilmişse, bir insana ulaşılmışsa, bir kimse hidayet bulmuşsa onun vadiler dolusu altın ve gümüşe mukabil karşılığı mutlaka alınır.
Vuslat Dergisi de nice sıkıntılarla yüz yüze gelmiş, nice sıkıntıları atlatmış ve Allah’ın izni ile iki yüzüncü sayıya ulaşmış. Ve direnişe her ay yeniden doğarak devam ediyor. Vuslat Dergisinin samimi çabaları inşallah netice verecek ve nice güzel hayırlara vesile olacaktır.
Adil, dengeli ve mutedil çizgisini devam ettirdiği sürece, ümmet perspektifinden taviz vermediği müddetçe, irfan dünyamızda en güzel meyvelerini vermeye devam edecek, güzel hayırlı açılımların naşiri olacaktır. İnşallah yeni dönemde farklı yazarların da katılımıyla mesajını daha da kuvvetlendirecektir. Hayırlı mübarek olsun Vuslat.
* Eğitimci-Yazar