İslam, aile kurumunun Allah’ın emirlerine uygun olmasına önem verir. Evliliğin temeli atılırken de o temelin sağlam olabilmesi için doğru adımlar atmak gerekir. Öncelikle gençler İslam’ın hükümlerinden başkasını kabul etmeyen, Kur’a’na ve Sünnet’e sırtını değil, yüzünü çeviren bir eş adayı seçmek zorundadır. Çünkü bir yerde İslam yoksa nefs ile şeytan harekete geçer ve Allah’ın razı olmadığı her türlü eylem kaçınılmaz olur. Toplumda bunun bir çok örneğini görmek mümkündür.
Günümüzde evliliklerin zorlaşmasından muzdarip bir çok gencimiz mevcut. Bu konunun esas kahramanları ise evlenme çağına gelen gençleri yarışatı gibi koşturmacaya sokan, akrabalarından, arkadaşlarından, maddi anlamda geri kalmadan bir düğün yapabilmeleri için evlatlarını helaka sürükleyen ebeveynlerdir.
İnsanları taklid etmeyi seven bir topluma sahip olduğumuz için, düğünler batının adetlerine veya İslam dışı örf ve adetlere göre düzenlenmektedir. Oysa ki İslam Dini, Allah’ın ve Peygamber’in nizamına ters olmayan örflere izin vermiş, aksine ise izin vermemiştir. Düğünü ilan ederken de, düğünde yapılacak ikramlarda da, yapılacak olan eğlencede de, haremlik selamlık noktasında da ölçümüz Kur-an ve Sünnet olmalıdır.
Ne yazık ki evlatlarına düğün yapmaya hazırlanan aileler, takı, çeyiz ve ev eşyaları gibi hazırlıklar için gereğinden ve kazancından fazla harcama yaparlar. Hatta evlerindeki aksesuarlarında dahi bir eksikliği kabul etmeyen ve bunun için kredi çeken, faize bulaşan, Allah’a ve Rasul’üne savaş açan insanlar haline gelirler. Hangi maddi güç Allah ve Resulü’ne savaş açmaya değer ? diye sorsak, dilimizle hiçbir güç deriz. Fakat fiiliyata gelince, toplumun insanların algısını bu yönde ne kadar fazla geliştirdiğini ve gördüğü her eksiklik de yadırgayıp dışlayarak insanları bu şekilde haram batağına çektiğini görürüz. Bu şeytanlaşmış insanların işidir. Her daim insanoğlunu kınayıp küçük görerek, harama teşvik eden şeytanlaşmış insanlar olacaktır. Bunlara karşı tavrımız ve çizgimiz, yapacağımız her işte razı edeceğimiz mercinin Allah olmasıdır. Yoksa algımız “elalem neder” olarak değişir ve bizi helaka sürükler. Şartları zorlamamak ve masraflarda kolaylık göstermek, evlenmek isteyen gençlerin önünü açacaktır. Ve bir çok genci zina ve faiz batağına çekmekten kurtaracaktır. Unutmayalım kuluna hakka uyması karşılığında cenneti vaadeden kınayıcılar değil Allah’tır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor; “İçinizden evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden iyi davranışlı olanları evlendirin. Evlenmeye niyeti olanlar, yoksul iseler, bu sizi kaygılandırmasın. Allah onları lütfuyla destekleyecek ve zengin kılacaktır. Çünkü Allah’ın imkanları geniş ve ilmi sonsuzdur.“[1]
Evlenecek olan gençleri maddi anlamda zora sokan ebeveynler, bu işin ciddiyetinin farkında değildirler. İşte bu gücünün yetmeyeceği şeylere zorlanan gençler, ya 30 yaşlarına kadar evlenmeden bekar kalıp zinaya bulaşıp bulaşmama noktasında mücadele vermekte veya boğazına kadar ödeyemeyeceği borç batağına batıp evlendikten sonra da bu borçlar nedeniyle bunalan ve evliliğinde birbirini kırıp inciten çiftler haline gelmektedirler. Elbetteki böyle bir evlilik adeta sivilceden çibana dönüşerek derin yaralar açar. Sonrasında da tıpkı kangren olan kol veya bacağın kesilip atılması gibi boşanmalarla sonuçlanan evliliklerden biri oluverir. Malesef ki içinde yaşadığımız yüzyıl, İslam anayasasıyla hayata hakim olmadığı için, bu şekilde sonlanan evlilikler ve acılarla dolu bir yüzyıldır. Bu şekilde gösteriş ve riyakarlık uğruna gençlere baskıda bulunan kişiler ve toplum Allah Rasul’ü (s.a.s)’ın şu Hadisi ile ya muhatap olmamış ya da görmezden gelmiştir.
Resulullah Efendimiz; “Evlenmenin en hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olandır.” buyuruyor.[2]
Bu hadisi bir kenara bırakıp, görmezden gelen kişilerde toplumun algısı büyük bir rol oynamaktadır. Toplumda evlilikler konusunda ebeveynlerin “ucuz etin yahnisi güzel olmaz” bakışaçısı malesef ki yavaş yavaş muvahhid müslamanlarada sıçradı. Ve sanki evliliği kolaylaştırınca kıymetsiz olacağı hissiyatını verdi. Oysa evlilikteki maddi ölçü kişinin gücü nispetindedir. Çiftlerin karşılıklı birbirlerinin hakkını gözetmesi ve gücünün yetmeyeceği şeylere hiçbir şekilde zorlanmaması esastır. Çünkü nesli bozmak ve islamdan uzaklaştırmak isteyen ve bunun için faliyetlerini sürdüren şeytana ve islam düşmanlarına fırsat vermek müslümanların düşmemesi gereken tuzaklardır. Allah (c.c) kulunu şu ayetlerle uyarır. “Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.”[3] “Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.” [4]
Unutmayın, Allah’ın rızası her şeyden önemlidir ve Allah’ın razı olduğu bir evlilik o çiftler için hayırdan başka bir şey değildir.Düğünü maddi amaca dökenler bilmelidir ki, evliliğin esas birikimi edep, ahlak, adalet, sadakat ve Kur-an ve Sünnet’i kendine yol edinen gençlerdir. Ümmeti İslam üzere çoğaltacak olan muvahhid mümin anneler ve babalar olabilmek, o bilinçle bilinçlenmektir. İnanıyoruz ki dünya hayatı ahiret hayatının tarlasıdır. Dünyada iken ektiklerimizi ahirette biçeceğiz..Dolayısıyla dünya hayatı bir araçtır, amaç değildir.
Bu hayırlı yola çıkarken ebeveynlere düşen görev, kızlarını ringe çıkacak yarışcı gibi hazırlamak yerine onlara, kocalarına karşı itaatkar olmalarını nasihat etmektir. Ben ezildim, sen kendini ezdirme nidaları yerine, seviyorum diye iddia ettikleri kocalarının ahiretini düşünüyorlar ise onların anne babasına iyi muamelede bulunmasını nasihat etmelidir. Yuvalarına girebilecek olan fitnelere karşı, kulaklarını tıkamasını nasihat etmelidir. Ve yine erkeklere, hanımları ve aileleri arasında adil davranmasını, hanımlarına merhamet ile emanet bilinci ile yaklaşmasını nasihat edilmelidir. Ve yine ebeveynler kendilerini kızları veya oğullarının evliliğinde fitne olacak her türlü sözden, konuşmadan ve davranıştan uzak tutmalı, dışardan gelebilecek eleştiri ve dedikoduları susturmalı, dinlememeli, İslam ailesi olup çoğalma amacı ile yapılan bu evliliğe fitnelerin ne maddi ne manevi yönünü yaklaştırmadan yok etmeli ve gaye sadece Allah rızası olmalı ki Allah’ın razı olacağı bir evlilik olsun. Rabbim gözlerimizi açsın, tüm yaşantımızda gafletten uzak ve hakka yakın olmamız için yardımcımız olsun inşaAllah..
1- (Nur Suresi 32)
2- (Ebu Davud Nikah:32, İbn Mâce, Sünen, Nikâh, 25)
3- (İsra Suresi 27)
4- (Furkan Suresi 67)