09 Şubat 2025 - Pazar

Şu anda buradasınız: / AMEL DEFTERİ
AMEL DEFTERİ

AMEL DEFTERİ Prof. Yakup Çiçek

Ayet ve hadislerin haber verdiğine göre, Amel defteri; insanın dünyadaki her türlü hâl ve hareketinin, iyi - kötü bütün iş ve sözlerinin, ahirette hesaba çekilmek üzere, sesli ve renkli bir kamera kaydını andıran bir şekilde yazıldığı ve kaydedildiği bir defterdir, inkâr edilemez belgelerdir. Gerçek mahiyetini bilmediğimiz bu kayıt ve zabıtlar, Ahirette leh ve aleyhinde bir şahit olarak insanın karşısına çıkacak böylece asla inkâr edemeyeceği bir durumla yüz yüze gelecektir. Bu durum ayette şöyle anlatılır: “Ona/insana şimdi oku bakalım kitabını/amel defterini.. Aslında muhasebeci olarak nefsin/yaptıklarına kendi organlarının şahitlik etmesi sana yeterlidir, denir.1
Müslümanca bir hayatın biçimlenmesinde pek önemli bir yere sahip olan2 amel defteri; Yüce Allah’ın emriyle Kirâmen katibin, hafaza, rakîb/gözcü ve atîd isimleriyle anılan meleklerin yazdığı/kaydettiği, insanın hak-batıl, doğru-yanlış, iyi-kötü, bütün inanç, düşünce, söz ve eylemlerini içinde bulundurur.3
İnsanların dünyada yaptıkları büyük-küçük her şeyin yazıldığı Amel defterleri, cennetliklere sağdan, cehennemliklere ise soldan veya arkadan verilecektir. Defterleri sağdan verilenler, Kur’an’da “ashâbu’l-yemîn”; soldan veya arkadan verilenler “ashâbu’ş-şimal” olarak zikredilir.4
 “Amel defteri sağdan verilen kimse, kolay bir hesaba çekilecektir. Ama amel defteri arkadan verilecek kimse ise “ey ölüme sürükleyen helak, gel beni al” diye feryad edecektir.”5
“Ey Peygamber, bütün insanları peygamberleri ile çağıracağımız günü hatırla (el-İsra 71) ayeti hakkında Peygamberimiz şöyle buyurdu: Mü’minlerden her biri çağrılıp, amel defteri sağ tarafından verilir. Uzun boylu olup yüzü parlar ve başına parlayan inciden bir taç giydirilir.” 6
Vakı’a suresinde beyan edildiği üzere, Kıyamet kopunca, Ashâb-ı Meymene/amel defterleri sağından verilenler, Ashâb-ı Meş’eme/amel defterleri solundan veya arkasından verilenler ve Sâbıkûn/îmân ve itâatte öne geçenler olmak üzere insanlar kısımlara ayrılacaklardır. 7
Ashâb-ı Meymene; Beled sûresinde köle azat eden; yetimi, yoksulu ve aç insanı doyuran; iman edip sabrı ve merhameti birbirine tavsiye eden kimseler olarak tanıtılmıştır.8
Kitapları sağdan verilenlerden her biri, büyük sevinç yaşayacak ve herkese kitabını göstermek isteyecektir: “...İşte o vakit kitabı (amel defteri) sağ eline verilmiş olan kimse der ki: ‘Gelin kitabımı okuyun. Çünkü ben hesabıma ulaşacağımı (hesaba çekileceğime) inanmıştım. Artık o hoşnut bir hayatta, yüksek bir cennettedir.” 9
Cehennem ehli olan kimsenin ise elindeki amel defterinde, dünyada işlediği her günahın, her kötülüğün yazıldığını görüp hayret edeceği ve son derece pişman olacağı ayette şöyle ifade edilir: “Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: “Keşke kitabım bana verilmeseydi. Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.”10
Görüldüğü gibi, amel defterinin sağdan verilmesi bir müjde, soldan veya arkadan verilmesi ise bir korku ve azap işaretidir. Câsiye suresinde sadece fertlerin değil, millet ve toplumların da “kitap” diye anılan amel defterlerinin bulunduğu, onların da hesaba tabi tutulacakları ve hesap gününde her milletin, hiçbir eksik ve fazlalık olmadan yaptıklarını beyan eden kendi kitabını okumaya, kendi kitabını görmeye çağırılacağı belirtilir.11
İsrâ suresinde 12 insanın dünyada yaptıklarının, kıyamet günü açılmış olarak yani o kadar açık ki, onu açmaya ihtiyaç duymayacağı bir şekilde karşısına çıkacağı ve her fertten kendi kitabını okumasının isteneceği açık bir şekilde bildirildiğinden her Müslüman, kıyamet günü amel defterinin verileceğine kesin olarak inanır.
İnsanların dünyada nelere inandıkları, neleri konuştukları ve neleri yaptıklarının kaydedildiği ve ahirette kendilerine takdim edileceği bildirilen bu kitap, Kur’an’da “amel defteri” ismiyle geçmez. Ancak bu anlamda olmak üzere kitap ve suhuf/sayfalar isimleri kullanılır.
Amel defteri ile ilgili ayetlerde, dünya hayatında devamlı olarak insanla beraber bulunan ve onun yaptıklarını kaydeden meleklerin varlığı haber verilir: “...Hâlbuki üzerinizde gözetleyici şerefli yazıcı melekler vardır... Büyük-küçük yaptığınız şeylerin tümünü bilirler.” 13 “O, insan hayır veya şer her ne söz söylerse muhakkak (onu kaydeden) yanında hazır bir gözcü vardır.” 14
Bu ayetlerin bildirdiğine göre, ahirette her insana kendi amel defteri verilecek ve insan yaptıklarını orada bizzat görüp okuyacaktır. Amel defterleri sağ tarafından verilen kimseler Cennetlik olup onların hesabı çok kolay geçecektir. Ama Amel defteri solundan verilen insan, kendi amel defterinde hayatının bütün teferruatını ve büyük küçük işlediği bütün günahları, kötülükleri görünce hayret edecek ve şöyle diyecek: “Eyvah bize, bu (amel) defterine ne olmuş, küçük büyük hiçbir şey bırakmayıp hepsini toplamış...” 15
Hadis-i şeriflerde de amel defterinden çeşitli yönleriyle bahsedilmektedir. Ümmü Seleme (r.anha)’nin rivayetine göre Peygamberimiz “Kıyamet günü insanları bakmaktan bile men edecek büyük meşgaleleri vardır” buyurunca, onları ne meşgul edecek? Diye soruldu. Resulüllah (a.s) cevaben şöyle buyurdu: “Amel defterlerinin açılması, onları meşgul edecektir. O amel defterlerinde en küçük sevap ve günahlar bile yer alır.” 16
Hz. Aişe (r.anha) şöyle anlattı: Ashab’dan biri Resulullah’ın önüne oturdu ve “benim hizmetçilerim var. Bana bazen yalan söylüyorlar, canımı sıkıyorlar, karşı geliyorlar; ben de onları dövüyor ve azarlıyorum. Ahirette onlarla davacı olur muyum? Diye sordu. Resulullah (a.s) “Onların seni üzmeleri, sana karşı gelmeleri, yalan söylemeleri ve senin onları cezalandırman incelenir ve hesap edilir. Eğer sen onları layık olduklarından daha azıyla cezalandırırsan, senin daha fazla sevabın olur. Eğer onları tam layık oldukları kadarıyla cezalandırırsan, senin için ne ceza ve ne de sevap olmaz. Eğer onları hatalarından daha fazlası ile cezalandırırsan, onların sende hakları kalır ki, kalan fazla hakları senden alınır”. Adam bunları dinleyince yüksek sesle ağlamaya başladı. Peygamberimiz ona: Yüce Allah’ın “Biz kıyamet günü için insanların amel defterlerini tartmak üzere adalet terazileri koyacağız. Hiç kimse en ufak bir zulme uğramayacak. Yapılan amel bir hardal tanesi ağırlığınca olsa bile, onu getirip tartıya koyarız.” buyurduğuna kulak vermiyor musun? Dedi. Bunun üzerine adam, ben onları azat etmemden başka yol bulamıyorum. Hepsini azat ettim; siz de şahit olun” dedi. 17
Hz. Aişe dedi ki: Ben bir gün cehennemi hatırladım, düşündüm ve ardından ağlamaya başladım. Peygamberimiz beni görünce“ seni ağlatan nedir, niçin ağlıyorsun? Diye sordu. Ben, Cehennemi hatırladım, onun için ağlıyorum, dedim. Sonra Ona, siz peygamberler kıyamet günü ailenizi hatırlar mısınız? Diye sordum. Şöyle buyurdu: “ Üç yerde kimse kimseyi hatırlayamaz: Mizanda, sevabının ağır mı hafif mi geldiğini öğreninceye kadar; amel defterinin verilmesi anında, sağından mı, solundan mı, yoksa arka tarafından mı verildiğini öğreninceye kadar ve Sırattan geçip kurtuluncaya kadar kimse kimseyi hatırlayamaz. “18
Amel defteri sağından verilen kimsenin hiçbir ameli zayi olmaz, karşılığı ne ise onu tamamen görür, alır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “İman edip salih amel işleyenlerin amelleri asla zayi’ olmaz. Biz onu yazmaktayız.” 19
Amel Defterlerinin Dağıtılması
İnsanlar hesaplarının görülmesi için toplandıktan sonra, kendilerine dünyada iken yaptıkları işlerin yazılı bulunduğu amel defterleri dağıtılır. Zerre kadar hayır işleyenin mükâfatını, zerre miktarı kötülük işleyenin de cezasını göreceği ve hiç bir adaletsizliğin söz konusu olmayacağı bu gün, sorgu ve hesap günüdür. Bu günde, insanlara diğer soruların yanında, ömrünü nerede tükettiği, gençliğini nasıl geçirdiği, malını nerede kazandığı ve nereye harcadığı ve bildiklerini uygulayıp uygulamadığı..20 özellikle sorulacaktır.
İnsanlar hesaplarının görülmesi için Mahşerde toplandıktan sonra, kendilerine dünyada iken yaptıkları işlerin yazılı bulunduğu ve Kirâmen Kâtibîn adı verilen melekler tarafından kaydedilen amel defterleri dağıtılır. Ayette şöyle buyurulur: “Kitap/amel defteri ortaya konmuştur. Suçluların/günahkârların, onda yazılı olanlardan çok korkmuş olduklarını görürsün. Vay halimize derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuş olacaklardır. Bil ki, Rabbin hiç bir kimseye zulmetmez”. 21
 Rivayet edildiğine göre Hz. Ömer (r.a) bir hutbesinde, “Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. Yarın amelleriniz tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. Kıyamet günü hesaba çekilmek üzere, huzura çıkmak için hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura alınırsınız, öyle ki dünyada gizli olarak işlediğiniz her şey ortaya dökülür ve size ait hiçbir şey gizli kalmaz, bütün sırlarınız meydana çıkar, açıklanır.” demiştir. 22
Kişinin, hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekmesi demek; ölüm gelmeden önce kendisine çekidüzen vermesi, nefis muhasebesi yapması ve hayatını doğruya yönlendirmesi demektir. Aynı şekilde nefsinin kölesi olmaktan kurtulmaya çalışması, bütün yaptıklarını Kur’an ve sünnet ışığında tartıp değerlendirmesi, ölüm ve sonrası için hazırlık yapmasıdır.
Amel defterleri kapanmayanlar
Bilindiği gibi ölüm, bu dünyadaki fani hayatın sonu ve ebedî hayatın başlangıcıdır. Ölümle, hayat sona erdiği gibi, en büyüğünden en küçüğüne varıncaya kadar iş yapma güç ve kudreti de nihayete erer. Artık Yüce Allah tarafından takdir edilen ve belirlenen ömür biter ve ömür defteri kapanır. Ancak hayrı veya şerri ölümden sonra da devam eden işler yapmışsa bunların sevap veya günahları ölümden sonra da yazılmaya devam eder. Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlulah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İnsanoğlu öldüğü zaman, amelleri de sona erer. Ancak şu üç şeyin karşılığı yazılmaya devam eder: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlat”.23
 Sevabı ölümden sonra da devam ettiği bildirilen işlerden biri; sadaka-i câriye denen faydası ceryan eden yani ölümünden sonra da devam eden câmi, mescit, mektep, medrese, yol, köprü, çeşme, sebil, han, hamam gibi iyilik ve hayırlardır. Diğeri başta dinî ilimler olmak üzere geriye bir ilim, bir bilgi bırakmasıdır. Bu kapsamda talebe yetiştirmek, kitap yazmak suretiyle ilim ve irfan mirasının sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak, buna katkıda bulunmak kişinin amel defterinin kapanmamasına ve sevabının devam etmesine vesile teşkil eden pek hayırlı bir ameldir.
Öldükten sonra da sevapları yazılmaya devam eden gruplardan biri de, arkalarından kendilerine dua edecek salih evlat bırakan anne babalardır.
Ahirette hesap ve sorgulama esnasında yaptıklarının en ince detayına kadar yazıldığı amel defterinden başka, kendi organları ve yeryüzündeki diğer canlı ve cansız varlıklar da insanın yaptıklarına şahitlik edecektir. Kişi ömründen, malından ve yapıp ettiklerinden hesap vereceği o gün, pek önemli ve müthiş bir gündür..24
Çeşitli hadislerde bütün insanların, aracı olmaksızın Allah tarafından hesaba çekileceği, ibadet hayatı ve insanlarla ilişkileri istenilen çizgide geçen müminler sorulan sorulara kolaylıkla cevap verirlerken, inkâr edenlerin pek zor bir hesap ve sorgulamadan geçirilecekleri haber verilmektedir.25
Ahirette hesap ve sorgulama esnasında yaptıklarının en ince detayına kadar yazıldığı amel defterinden başka, kendi organları ve yeryüzündeki diğer canlı ve cansız varlıklar da insanın yaptıklarına şahitlik edecektir. Kişi ömründen, malından ve yapıp ettiklerinden hesap vereceği o gün, pek önemli ve müthiş bir gündür..26
Çeşitli hadislerde bütün insanların, aracı olmaksızın Allah tarafından hesaba çekileceği, ibadet hayatı ve insanlarla ilişkileri istenilen çizgide geçen müminler sorulan sorulara kolaylıkla cevap verirlerken, inkâr edenlerin pek zor bir hesap ve sorgulamadan geçirilecekleri haber verilmektedir.27
Mahşerde kişinin amel defterinin sağ tarafından verilmesi onun dünyada Allah’ın emrine uygun, dürüst ve erdemli bir hayat yaşadığını, dolayısıyla sicilinin temiz ve kendisinin de kurtuluşa erenlerden olduğunu gösterir.28 Yine sağdan verilmesi, onun dünyada iken ahirete iman ettiğini, ölüm ve sonrası için hazırlık yaptığını gösterir.
Amel defteri solundan verilen kimse bununla, iman etmekten, ölüm ve sonrası için hazırlık yapmaktan uzak durduğunu ve dünyada sorumsuz olarak yaşadığını büyük bir hasret ve pişmanlık içinde hisseder, anlar. Ayette şöyle buyrulur: “Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir.”Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin. O, yazılmış bir kitaptır”.29 –Siccin, sadece günahların yazıldığı ve hiçbir hayır bulunmadığına dair bir işaret taşıyan bir kütüktür ki kâfirlerin tüm yaptıkları onda yazılıdır. Onlardan her birinin özel defteri bu büyük kitabın içinde yer alır.
Şüphesiz, iyilerin kitapları/amel defterleri elbette illiyyin’dedir. İlliyyin’in ne olduğunu sana ne bildirdi. O, yazısı açık olan bir kitaptır/bir amel defteridir. 30 Yani bütün hayırların, kendisinde bulunduğuna dair bir işaret taşıyan büyük bir kitaptır/bir amel defteridir. Bu kitapta meleklerin amelleri de dâhil, Salihlerin tüm amelleri kayıtlıdır. Her mü’minin özel defteri bu büyük kitabın içinde bulunur.
Kişinin amel defterinin sol tarafından verilmesi onun dünya hayatında Allah’ın emrine uygun hareket etmediğini, dürüst ve erdemli bir hayat yaşamadığını gösterir.
İnsanın hayatının ve yaptıklarının kamerayı andıran bir şekilde bütün ayrıntılarıyla Mahşer günü hesaba çekilmek için kaydedilip korunması; bahar ve yaz mevsimlerindeki yeşilliklerin, ekinlerin ve meyvelerin tohum ve çekirdekleriyle korunmasını ve bahar geldiğinde daha parlak ve daha alımlı bir biçimde yeniden bitip ortaya çıkmasını hatırlatır. Aynen bunun gibi hayat boyu yaşananlar amel defterleriyle korunup muhafaza edilmektedir.
Yine amel defterinin aslında insanın kendi özünde bulunduğunu ve amellerinin insan üzerinde bıraktığı iz ve tesirlerle korunduğunu söyleyen müfessirler vardır. 31
Netice olarak diyebiliriz ki yukarda beyan edildiği üzere bazı müfessirler; “Amel defteri”ni gerçek mahiyetini bilemediğimiz; insanın dünyadaki her türlü hâl ve hareketinin, bozulup silinmez bir şekilde kaydedildiği ve ahirette kişinin leh ve aleyhinde şahitlik edecek olan bir belge, bir defter olarak görürler. Amel defterini okumak için okuma yazma bilmek gerekmeyecek, herkes Allah’ın ilhamıyla defterini okuyacaktır.
Mâtürîdiyye ve Selef âlimleri amel defterinin keyfiyetinin ve mahiyetinin bilinemeyeceğini söylerken Mu’tezile’nin çoğunluğu ve sonraki Eş’ariyye âlimleri amel defterini, Allah’ın, insanların iyilik ve kötülükleri hakkındaki bilgisi şeklinde yorumlamışlardır. 32
Ahirette her insan için varlığı ayet ve hadislerle haber verilen ve hayattaki her şeyi müsbit (isbat eden) bir belge gibi ortaya koyacak olan Amel defteri inancı sayesinde, her Müslüman yaptığı her şeyle yarın kesin olarak yüzleşeceğini bilir ve daha sorumlu ve sadece meşru bir hayat yaşar, yaşamaya çalışır.
İsra, 17/14.
Enbiya, 21/94; Kâf 50/18; Zuhruf, 43/80; Kehf, 18/49.
Kamer, 51/ 47 vd.
Hakka, 69/19,25; İnşikâk, 84/7,10.
İnşikak, 84/ 6 vd.
Terğib ve Terhib (Hadislerle İslam), trc. VII. 145.
 Vakia, 56/7-10.
 Beled, 90/13 vd.
Hâkka, 69/19-22.
1Hâkka, 69/25-27.
Câsiye, 45/28-29.
İsrâ, 17/13-14.
İnfitâr, 82/10-12.
Kaf, 50/18.
Kehf, 18/49.
Terğib ve Terhib (Hadislerle İslam), VII. 93.
Terğib ve Terhib (Hadislerle İslam), VII. 126.
Terğib ve Terhib (Hadislerle İslam), VII. 160.
Enbiyâ, 21/94.
Tirmizî, “Kıyamet”, l.
el-Kehf suresi, 18/49.
İbn-i Ebi Şeybe, Kitabu’l-Musannef, 7/96, No: 34459.
İmam Nevevi, Riyâzüs’s-Sâlihîn, terc.,VI, 170 vd; DİA, III, 21.
Tirmizî, Kıyâmet , 1.
Buhârî, “Rikak”, 49; “Mezâlim”, 2; Müslim, “Zekât”, 20; “Cennet”, 18 .
Tirmizî, Kıyâmet , 1.
Buhârî, “Rikak”, 49; “Mezâlim”, 2; Müslim, “Zekât”, 20; “Cennet”, 18 .
el-Hâkka suresi, 69/19.
Mutaffifin, 83/7-10.
Mutaffifin, 83/18-20.
 Fahreddin er-Râzî, Razi Tefsiri, XX, 167 vd.
 DİA. III, 21.

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul