02 Aralık 2024 - Pazartesi

Son Sayı Başlıkları
Şu anda buradasınız: / ANADOLU’DAKİ VAİZ VE İMAMLARIN DİLİNDE DOLAŞAN UYDURMA HADİSLER
ANADOLU’DAKİ VAİZ VE İMAMLARIN  DİLİNDE DOLAŞAN UYDURMA HADİSLER

ANADOLU’DAKİ VAİZ VE İMAMLARIN DİLİNDE DOLAŞAN UYDURMA HADİSLER Mehmet Fırat

Modernizmin etkili olduğu Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde hadis ilminin son derce düşük ayarda işlendiği gerçeği aşikardır. Hatta son günlerde mealcilik de adeta bir rüzgâr dalgası gibi ilahiyat çevresini erozyona uğratmıştır. Bu nedenle ilahiyat çevresi hadisten son derece uzak ve hafif bir teoloji çalışması ile faaliyet göstermektedir. Tabi ki istisnai durumlar ve şahsiyetler hariç.
Deizmin yayılması ve birilerin onun propagandasını yapması son derece manidar olup kesinlikle tesadüfi değildir. İmam hatip okullarında zaten İslami ilimler yok kadar diye biliriz. Bu okullardan yetişip imam olanlar tabiri caizse tedaviye, rehabilitasyona ihtiyaçları vardır. Bu durum aynı zamanda onlar için büyük bir vebaldir. Çünkü Anadolu’nun meşhur bir atasözü vardır: “Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.”
Gerçekten eğer bilseler iyi niyetlilikleri onlar için bir necata/kurtuluşa vesile olmayacağı kesindir. Nitekim İlahiyatlar ve imam hatiplerde, usul’ul hadis, rivayet, dirayet, cerh ve tadil, rical ilmi gibi hadis ilimlerinin yetersizliğinin yanı sıra Arapça metodolojisinden de uzaklık vehametin boyutunu arttırıyor.
Bunun için toplumumuzda verilen vaazlarda son derece kontrolsüz bir şekilde onlarca hadis anlatılıyor. İmamlar okudukları hadisin tahricini analiz etmeden cemaate anlatıyor, yani okuduğu hadisin zayıf, uydurma, hasan, sahih, mütevatir, mürsel gibi sınıfların hangisinden olduğunu bilmeden irat ediyor. Hatta bulunduğumuz bazı camilerde, imamların okudukları alim kelamlarını hadis diye ifade ettiklerine şahit olduğumuz vakidir.
Yeri gelmişken buna örnek olarak şahit olduğumuz bir anekdotu siz değerli okuyucularımıza aktarmış olalım; bir toplantıya iştirak etmek üzere için gittiğimiz şehirlerden birinde, öğlen namazı için arkadaşlarımızla birlikte kentin ulu camisine gittiğimizde işte bu manzarayla karşılaştık.
Kapıdan içeri girdiğimde imam efendi vaaz veriyordu, tam o sırada okunan hadisler dikkatimden kaçmadı! Şöyle diyordu: “Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor ki; ‘Kim kendi nefsini tanımışsa o muhakkak Rabbini de tanımıştır.’ Tabi bu kadar büyük bir vilayetin ulu camiinde bilinçsizce bir vaazın verildiğini görmekten dolayı son derece üzüntüye gark olmuştuk. Çünkü bu okuduğu cümleler kesinlikle hadis değildi. Zira bu söz, Hadis-i Şerif değil ünlü mutasavvıf Yahya Bin Muaz Er-Razi’ye aittir. Buna benzer dillerde dolaşan birçok uydurma ve batıl “hadislere” defalarca şahit oluyoruz. Cami avlularında kural gereği yazılmış uydurma hadisler de buna dahil. Tabi ki müftü efendilerin camii avlularında yazılı ve minberlerinde irat edilen o hadislerin uydurma olup olmadıklarının dahi farkındalar mı ya da bunları biliyorlar mı o da meçhul.
- Uydurma hadislerin İslam toplumuna zararları
Muhaddis alimlerin tespitlerine göre, yalan hadisler, İslam toplumuna oldukça zarar vermiştir.
Bir taraftan toplumun inancının sarsılmasına, bidat ve hurafelerin yaygınlaşmasına vesile olurken, diğer yandan hadis inkarcılarının eline koz vererek, Sünnet’e olan düşmanlıklarını güçlendirmelerine neden oluyor.
Mesela;
“Her kimin namazı onu kötülükten koruyamıyorsa o (namaz) ona Allah’tan uzaklaştırmaktan başka bir şey getirmez.”
İmam Zehebi, Hafız el-Iraki ve Şeyh Nasiruddin el-Albani bu hadisin uydurma ve batıl olduğunu söylemişler. (Mizan’ull İtidal, c.3, s.293)
Bu hadisin uydurma olduğunu bilmeyen bir Müslüman, işlediği günahların namazlarını ifsad ettiğini ve dolaysıyla gün be gün namazıyla da Allah’tan uzaklaştığını düşünecek. Bu son derece vahim bir durumdur.
Öte yandan buna benzer sözde müspet olduğu iddia edilen “fazail” kısımlarındaki hadislere gelecek olursak, özellikle Bilad-i Şam bölgesine ilişkin çok fazla uydurulmuş hadislerle karşılaşıyoruz. Bu tür uydurma hadisler, çok açık bir şekilde tasaavufi söylemi takviye ediyor. Mesela kutuplar, ‘gavuslar’, ebdallar ile ilgili sözde hadisler.
Bu hadisler işte böyle “yarı tanrılaşmış” insanların Şam civarlarında çıkacağını ifade ediyor ve tasavvuf mensuplarına delil oluyor. Bu bağlamda çokça batıl, uydurma hadisler İslam’ın içine sokulmuştur. Bu mitolojik inanç vasıtası ile bir takım beşerî “ilahların” (el-iyazubillah) var olduğuna inanılmıştır. Dolayısıyla bu şahısların kutsi görevleri olduğuna inanılmış, olağanüstü güçlere sahip oldukları ve havada, karada denizde her zaman ve her yerde bu güçleriyle felaketleri önleyebildiklerine, isterlerse yağmur yağdırabileceklerine, insanları çarpıp kör, felç ve saire edebileceklerine inanılmıştır.
Bu inanç kişiyi apaçık bir şekilde şirk-i ekber batağına sürükler. İşte bu inancı besleyen ve bidatleri takviye eden uydurulmuş birçok hadis tedavülde maalesef.
Buna karşın modernistlerin, mealcilerin ve hadis inkarcılarının uydurma hadisleri bahane ederek sünnet-i seniyyeyi sabote etmeye çalıştığını da gözden kaçırmamak lazım. Bu güruh sürekli uydurma ve zayıf hadisleri toplumun gündemine sokma çabası içinde olduğu ve böylece toplumda sünnet-i seniyeye dair bir infial ve nefret oluşturmanın peşinde olduğuna dikkat etmek gerekiyor.
Vaizlerimizin işte bu bağlamda bir nasihat ve tavsiye babından yukarıda ifade ettiğimiz bu konuyu dikkate almaları, zira modernist, mealci, hadis inkarcısı güruhun tahribatının da çok ağır olduğunu görmeleri gerekir.
- Bazı uydurma hadisler
• Vatan sevgisi imandandır.
Bu hadisin uydurma olduğuna dair 16 tane kaynak bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Ed-Durer’ul Münteşire, s.197, Bedreddin-i Zerkeşi
El-Makasidü’l Hasene, s. 100, Şemseddin-i Sahavi
Silsilet’ul Ahadis’ud Daife ve’l Mevdua, s. 110, Nasiruddin el-Albani
• Temizlik İmandandır.
Cami imamların sık sık okudukları bu hadis Tirmizi’de zayıf olarak kabul edilmiştir.
• Cennet Annelerin ayakları altındadır.
Rivayet zincirinde “kezzab” (yalancı) olarak nitelendirilen iki şahsın bulunduğu gerekçesiyle bu hadis de uydurma hadislerden kabul edilmiştir. El-Kamil Fi Duafai’r Rical, c.6, s.348
• İlmi talep(arayınız)ediniz çinde olsa da.
İbn Habban, İbn Adiy ile Beyhaki’nin Enes’ten (r.a.) rivayet ettikleri bu hadisi uydurma olarak addetmiştir.
• Eğer sizden biri iyi niyetle bir taşa yaklaşırsa ona fayda verecektir.
Bunun kesinlikle hadis olmadığını tüm ulema kabul etmiştir. Hatta İbn Kayyım şöyle diyor: bu cümleler müşrik kişiler tarafından İslam içine sokulmuştur.
• Her kim anne babasının kabrini cuma günlerinde ziyaret eder mezarları başında Yasin okursa okunan ayet ve harflerin adedi kadar günahları affolunur.
İbn Adiy’nin rivayeti. (El-Kamil, c.1, s.286) İmam Albani de bu hadisin uydurma olduğunu söylemiştir.
• Ümmetimin alimleri İsrailoğullarının peygamberleri gibidir.
İmam Albani, bunun aslının olmadığını ve tüm ulema birliği ile uydurma olduğunun sabit olduğunu aktarmıştır. İşte Kadıyaniler, bu uydurma hadisi kendi batıl inançlarına delil edinerek nübüvvetin baki olduğunu iddia etmişlerdir. (Silsilet’ul Ahadis’ud Daife ve’l Mevdua, s.466.)Süyuti Dürer kitabında bu hadisin aslı olmadığını söylemiştir. İbn Hacer Makasıd adlı kitapta aslı olmadığını söylemiştir.Bkz. keşfü-l hifa (Acluni).c.2.s.83.
• Ashabım yıldızlar gibidirler, hangisine tabi olursanız hidayete erişirsiniz.
Bu hadisin uydurma olduğunu söyleyen muhaddis alimlerden bir kısmı şöyle: İmam Ahmed İbn Hanbel, İbn Abd’ul Berr, İbn Hazm ve İmam Albani.
• İlmi isteyiniz beşikten mezara kadar.
Ebu Gudde, bu kelamın Allah Resulü’ne (s.a.s.) isnat edilmesinin caiz olmadığını sadece hikmetli bir söz olduğunu ifade ediyor.
• Allah (c.c.) kıyamet gününde ayıplarının örtünmesi için insanları annelerin isimleri ile çağırıyor.
Heysemi, “isnadında birkaç kişi var tanımıyorum.” diyor. 3/163. Bu hadisin zayıf olduğunu söyleyen diğer muhaddis ulema ise şöyle: İbn Salah, Nevevi, İbn Kayyım, Hafız el-Iraki ve Hafız İbn Hacer el-Askalani. (Keşf’ul Hafa, c.2, s.375)
• Her kim kabir ziyaretine giderse ve bir Fatiha, bir İhlas ve bir Tekasür surelerini okuyup akabinde, “Allah’ım bütün okuduğum surelerin sevaplarını bu kabirlerde yatan mümin ve müminelere bağışladım.” şeklinde şöyle dua ederse o ölü kimseler Allah katında ona şefaatçi olurlar.
Ebu-l kasım sâd bin Ali -ezzencani.Fevaid. Ebu hüreyre (r.a.) den rivayet ediyor. Tühfet-ül ehvazi şerhi sahihi tırmizi. Mübarkefuri süyuti ve Ali-yil kari bu hadisin uydurma olduğunu söylemişler.
• Ümmetimin farklılığı rahmettir.
Bu batıl, uydurma bir hadistir. Makasid El-Hasene s.26, İmam Sahavi. Keşf’ul Hafa s.64, El-Acluni. El-Esrar’ul Merfua s.108, Molla Ali el-Kâri.
• Mevtanızın (ölüleriniz) üzerine Yasin okuyunuz.
Hadis zayıf rivayetlidir. İmam Dârekutni bu hadisin zayıf isnatlı, meçhul metinli olduğunu söylemiştir. İbn Kattan da bu hadisin mavkuf ve muttarab olduğunu söylemiştir. (Talhis’ul Habir, c.2, s.104, İmam Nevevi, Ezkar, s.117) Bir kısım ulema ise bunun uydurma olduğunu söylemiştir. Ulema içinde hiç kimse bu hadisin sıhhat derecesine işaret etmemiştir.
• Küçük cihattan büyük cihada döndünüz. Dediler ki büyük cihat nedir? Dedi ki (Resulullah), kulun nefsiyle mücadele etmesidir.
Hafız el-Iraki, İhya’nın hadislerinin tahkikinde bu hadisin Beyhaki’den zayıf bir senetle geldiğini söylemiştir. İmam Acluni de bunu Keşf’ul Hafa’da ifade etmiştir. Ayrıca Hafız İbn Hacer de bunun hadis olmayıp İbrahim Bin Ebi Uble’nin kelamı olduğunu söylemiştir.
• Fitne uykudadır onu uyandıranın üzerine Allah’ın laneti olsun.
Bu hadisi Rafii, A’mali adlı kitabında Enes’ten (r.a.) rivayet etmiştir. Acluni, Keşf’ul Hafa’da bu hadisin zayıf olduğunu söylemiştir. (2/83) İmam Albani de Daif’ul Camii’s Sağir ve Ziyadetuhu adlı eserinde yine bu hadisin zayıf olduğunu söylemiştir. (4/104)
• Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış, yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalış.İbn Asakirden rivayet edilmiştir.Heyseminn müsned-ül harıs adlı kitabında bunun Hadis olmayıp ancak Abdullah İbn Amr bin As’a ait bir kelam olduğunu söylemiştir.
İmam Nasiruddin El-Albani, bu hadisin merfu derecede olmadığını ve zayıf olduğunu söylemektedir. Süyuti Cami-issağir kitabında bunun zayıf olduğuna işaret etmiştir.

Suudi Arabistan Fetva ve İlmi Araştırmalar Daimi Komitesi (El-Lecnet’ud Daime lil Buhus el-İlmiyye ve’l İfta) yayını El-Mecmua’da da bu hadisi zayıf olduğu belirtilmektedir. (cilt:3 syf.269)
• Mescid komşusunun namazı ancak mescidde olur.
Bu hadisi Darekutni, Hakim ve Beyhaki rivayet etmiştir. İmam Albani bunun zayıf olduğunu söylüyor. (Silsilet’ul Ahadis’ud Daife ve’l Mevdua, rakam 183.)El-cami-üssağir.6297.
• Bütün hataların başı dünyayı sevmektir.
Bu söz de hadis değil aksine Malik Bin Dinar’ın kelamıdır.
• Müminin artığı şifadır.
Bu da hadis değildir. Allame Ali El-Kâri bunun hadis olmadığını söylemiştir. (El-Masnu Fi-Marifeti’l Hadis’il Mevdu s.106). Hafız El-Iraki de bunun hadis olmadığını söylemiştir. Acluni de Keşf’ul Hafa’da bunun hadis olmadığını söylemektedir, s.458. Allame Albani de bunun hadis olmadığını söylemiştir. Silsilet’ul Ahadis’ud Daife ve’l Mevdua, c.1, s.105.
• Ümmetimin ifsada gittiği anda sünnetime sımsıkı sarılana yüz şehidin derecesi vardır.
İbn Adiyy. El-Kamil.2/90. İbn Bişran El-Amali (2/141) adlı eserinde Abdullah İbn Abbas’tan Hasan İbn Kuteybe’nin senedi ile rivayet ediyor. İmam Zehebi El-Mizan’da, Allame Albani de Silsilet’ul Ahadis’ud Daife ve’l Mevdua’da (rakam 326) bunun zayıf olduğunu söylemiştir. İmam Darekutni ise metruk olduğunu söylemiştir.
• Misvakla bir vakit Namaz kılmanın sevabı misvaksız kılınan yetmiş namazın sevabına bedeldir.
İbn Muin, bu hadisin batıl olduğunu söylemiştir. İmam Beyhaki ise bu hadisin çeşit çeşit metinlerle rivayet olduğu ve birbiri ile çelişkili olduğunu söylüyor. El-Fevaid’ul Mecmua Fi’l-Ahadis El-Mevdua, s.11 İmam Şevkani.
• Tüm Salihlerin ve facırlerin peşinde namaz kılın.

Darekutni, Avn’ul Mâbud sahibi Ahmet ile Ebu Davut başta olmak üzere bir çok muhaddis ulema bu hadisin zayıf olduğunu söylemişler. Hafız İbn hacer ve Sübülü’s Selam kitabın sahibi de bu hadisin zayıf olduğunu söylemiştir.
• “Müezzinin ‘eşhedu enne muhammeden resulullah’ nidasi işitildiğinde işaret parmaklarının uçları hafifçe gözlere sürülmelidir”
Bu hadisi Deylemi, Müsned’ul Firdevs’te Ebu Bekir’den merfu derece ile rivayet etmiştir. İbn Tahir, Tezkire’de bunun sahih olmadığını söylemiş. Fevaid’ul Mecmua Fi’l Ahadis El-Mevdua adlı kitabın 20. sayfasındaki dipnotunda bu hadisin tasavvuf çevresinden varit olup silsilesinde cahil ve bilinmeyen kişiler var denilmiştir.
• İyilik yaptığın kişinin şerrinden sakın. Hadis değil.
Acluni, Keşf’ul Hafa adlı kitabında bunun hadis olmadığını belirtmiştir.
• Her kim bir zengine varlığı için tevazu yaparsa o kişinin dininin üçte biri gider.
Beyhaki, Şueb’ul İman’da bunun hadis olmayıp ancak Abdullah İbn Mesud’un kelamı olduğunu aktarmıştır.
• Size imamlık yapacak kişi Kur’an’ı en güzel okuyanınızdır ya da en güzel yüzlü olanınızdır.
Ebu Ubeyd, Umm’ul Müminin Aişe’den (r.a.) merfu derece ile rivayet etmiştir. Ahmed Bin Hanbel, bu hadisin sahih olmadığını söylemiştir. Ebu hatem, Aişe’den (r.a.) rivayet eden Adullah İbn Fereh’in meçhul biri olduğunu belirterek bu nedenle hadisin sahih olmadığını vurgulamıştır. El-Fevaid’ul Mecmua Fi’l-Ahadis El-Mevdua, s.31 İmam Şevkani.
Neticede yukarıda uydurma olarak verilen bu “isnatlı” hadisler mevzu olarak kaynaklarımızda bulunmakta cerh tadil rivayet alanında yaptığımız bu çalışmada memleketimizde din adına konuşanların hatai şekilde irad ettikleri hadislerin tahricini tespit ettik, inşallah hikmet ve hizmet gözüyle bu çalışmayı kabul ederler. Allah bizi sahih sünnet yoluna tabi olanlardan eylesin.

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul