Sömürgecilik ve Müslümanlar
Sömürgecilik, yabancı bir toprağın işgalini, o toprağın işlenmesini ve oraya göçmenlerin yerleşmesini ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Batı Tarihçiliği sömürgeciliği, coğrafî keşifler dönemiyle başlatır. 1991 yılında yayımlanan “Sömürgeci Fransa’nın Tarihi” adlı eserde sömürgecilik macerasının coğrafi keşiflerle ve kâşiflerle başladığı belirtilmektedir.
Avrupa’nın, coğrafî keşiflerle birlikte başlayan sömürgecilik macerası, her dönemde gelişerek büyümüş ve Avrupa devletlerinin gelişmesini sağlarken, bu durumun aksine sömürülen bölgelerde yaşayan insanların ekonomik, kültürel, sosyal alanlarda gerilemesine, kendi kültürlerinden koparak Avrupa kültürünü benimsemelerine neden olmuştur. Avrupa’nın sömürge olarak kullandığı bölgelerde uyguladığı politika genelde aynı olmuş ve insanlar öncelikli olarak dinleri ve dillerinden koparılıp asimile edilmiştir. (Ahmet Asan, Akademik Perspektif)
Günümüzde İslâm toplumları, batılılar tarafından sosyal, kültürel, ekonomik ve zihinsel olarak sömürgeleştirilmiştir. Eğer Müslümanlar, dünyanın her yerinde sömürülmeye müsaid olmasaydılar, sömürgeciler tarafından sömürülmeyeceklerdi. Batılı sömürgeciler, topraklarımıza ayak basıp vatanımıza geldiklerinde, sömürülmeye müsaid bir toplum görmeseydiler, ne yapacaklardı? Geldikleri gibi, geri gideceklerdi!
Bu konuda çok ciddi araştırmalar yapan, Malik Bin Nebi’nin çarpıcı bir tesbiti var:
“Sömürülmekten daha kötü olan şey, sömürülmeye müsaid olmaktır!”
Günümüzde halen, hayatın her yerinde sömürülmeye maruz bırakılanlar, sömürülmeye müsaid olduğu için, hiç bir şey sorgulanmıyor. Türkiye ve dünyada gelişen hadiseleri yorumlarken, batının kavramları kullanılıyor. Bunun içindir ki, batının kavramları ile özgürlük mücadelesi verilemeyeceğini idrak edilemiyor.
Her şeye yeniden başlamak gerekiyor. Sil baştan. Her şeyden önce İslâm dünyasının mutlaka Tevhidî eğitim sistemine dönmesi gerekiyor. Uzmanlar tarafından gerek Rasulullah (s.a.s.) döneminin eğitim sistemi, gerekse sonraki dönemlerin eğitim sistemi iyi bir şekilde incelenmeli ve oralardan çıkış yolu bulunmalıdır. Eğer Müslümanlar, sömürgecilerden kurtulmak istiyorlarsa, mutlaka batıdan alınan eğitim, programı tarihin çöp sepetine atılması gerekiyor.
İslâm ümmetinin fertlerini Kur’ân ve Sünnet bilinci ile sömürülmeye müsaid olmaktan kurtarıp, sömürgeciliğe karşı ciddi bilinçli birer fert haline getirmek gerekiyor. İslâm dünyasında, yaşanan katliâmların hepsinin ana kaynağı batı sömürgeciliğidir. Batılı toplumlar, hiçbir zaman için, İslâmî bir toplumun varlığını kabul etmezler.
Biz de, sömürgeciliğe karşı bilinç inşâ etme adına, Vuslat Dergisi olarak, Şubat sayımızı “Sömürgecilik” konusuna ayırmayı uygun gördük. Yazarlarımız sömürgecilik konusunda, tecrübelerini sizlerle paylaştılar. Bu vesileyle, sömürgeciliğe karşı bütün alanlarda, teyakkuz halinde olmalıyız.
Ayrıca malum olduğu üzere Şubat ayı şehadet ayıdır. Bu vesileyle, Aziz İslâm uğruna canlarını veren muvahhid şahsiyetleri bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Allah’a emanet olunuz.
Selâm ve duâ ile…
