İliklerine kadar işlemiş devrim.
Atasının kölelik mesleği.
Sinerjisini ömrü boyunca deri toplamak için katlettiği
Fok balıklarına adamış Generaller…
Diğer yandan sükûneti, sâfi duruşu ile sessiz kalan benim zavallı insanım…
Hakkın, adaletin ayaklar altında paçavraya dönüştüğü,
Kula kul olanların arşa dayandığı karelerin ülkesindeki hâl.
Kulaklar, gözler hep birlikte şahit oldular…
Gözyaşı döken başörtülerin iniltileri mezbahaneye dönüşmüş ikna odalarından süzülürken arşa…
Soyunun derinlikleri bir köşede kesilip kalanların siyaset eğlence imparatorluğu.
Endülüs medeniyetinin çöküş öncesi, garip halin rehavet kokusunun tütsüsü,
Elinde tespihi ile seccadesinde uyuya kalanlar,
Fayans yüzlü kalemleri ile camilerde organik boyalarla binbir renk, binbir desen nakkaşlık sanatı ile birbiri ile yarışanlar,
Benim hocam uçuyor! Ya sizinki?
Gazete köşesinde yedi yıldızlı, açık büfeli, denize nazır ailece alternatif tatil ilanları arasında tercih zarı atılıyor hâlâ…
Uluorta, sokağın köşesinde bir yetimin çığlığı,
Ayağında mesti ile alnından vurulmuş yatıyor bir insan. Kim? Neden? Niçin?
Bankalara petrol nakil boru hatları gibi para transfer hatları döşeniyor,
hortumlamalar devam ediyor…
Ay sonu yaklaşıyor KDV fişi topluyoruz hep birlikte, devletten iade para alacağız!.
Sahillerde Ferrarisi ile rally yaparak askerliği bitirmek üzere bay komutanın çocuğu…
Eşi vefat etmiş fakir Emine abla gözyaşları ile yola veriyor Peygamber ocağı diye bildiği göreve, bir tek çalışan, bir tek para getiren evladını, 15 aylığına.
İmam Hatipli öğrenciler 28. sınıf vatandaş statüsünde irtica, gerici arka bahçe sınavında barajlarla dekarte edildi ve şimdi bu günlerdeyiz.
Evet, sonuç bunları hep birlikte yaşadık, şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz.
Bu ülkede sanki veba salgını olmuş, herkes ölmüş ve bir tek insan geziniyor ölüler şehrinin sokaklarında!
Hiroşima gibi paramparça olmuş insanlık. Kimyasalsız, bombasız atom bombasız bir yıkım bir kıyım. Sonuç?
Yine sükût halinde hayat bildiği gibi devam ediyor.
Karanlık, zalimane, ölüce!
Sahipsiz sürüye saldıran itin, münafığın, mürtedin, belamın, satılmış bütün leş kargalarının hesabının sorulması ile insanlarda öldürülen duyguları, düşünceleri, iftiraları, işkencelerin bıraktığı izleri yok etmeye, vicdanlardan aklanmaya yetmez!
Hesap sormanın ötesinde darağaçları kurulmalı meydanlara…
İbreti âlem için! İyiliklerin, sâfiliklerin ölmemesi için!
Ve artık uyanmak ve uyandırmak için Bismillah deme vakti!...
