
Yarışma, insanların belirli bir hedefe ulaşmak için sergiledikleri mücadelelerin toplamıdır. Bu yarışmada mücadele edecek olanlar sadece iman ehli olanlardır. Çünkü yarışmanın kural ve kaidesi; Allah’ın kitabını tasdik edip, Resulullah’ın Sünnetini kabul etmekle başlar. Buna da biz iman diyoruz.
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun.” (1)
Diğer bir ayeti kerimede de şöyle buyuruyor: “Rabbinizden bir mağfiret; Allah'a ve Peygamberine iman edenler için hazırlanmış eni yerle göğün eni gibi olan bir cennet için birbirinizle yarışın. Bu Allah'ın lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”(2)
Bu ayetlerle alakalı Enes (r.a) şöyle bir rivayet aktarılıyor: Bedir Savaşı'nda Resulullah (s.a.s), “Genişliği gökler ile yer kadar olan cennete doğru kalkın” buyurdu. Umeyr bin Humam el-Ensari, “Ya Resulallah genişliği gökler ile yer kadar olan bir cennet mi?” diye sorunca, Allah Resulü: “Evet” karşılığını verdi. Umeyr, “Ne güzel, ne güzel(3) ya Resulallah, vallahi böyle ise mutlaka bu cennetin ahalisinden biri olmam lazım” deyince, Allah Resulü, “Cennet ahalisinden birisin” buyurdu. Bunun üzerine Umeyr torbasından birkaç hurma çıkardı ve yemeye başladı. “Bu hurmalar bitene kadar yaşayacak olsam yine de çok fazla yaşamış olurum” dedi ve yanındaki hurmaları atıp müşriklerin içerisine daldı. Ölene kadar da savaştı.”(4)
Bu rivayet, Rabbimizin ve Resulullah (s.a.s) emirlerinden sonra eksen kayması yaşayan bir toplumda Allah'ın ayetlerini ve Resulün hadislerini dosdoğru anlamak ve bu anladıklarımızla Rabbimizin cenneti için yarış yapmak isteyenler için bir nasihattir.
Rabbimiz Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: “Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır ey müminler. Siz hayır işlerinde yarışın, nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Çünkü Allah her şeye kadirdir.”(5)
Rabbimizin emirleri bazı insanlar için müjde, bazıları için korkutucu bir azaptır, tehdittir. Öyleyse Allah'ın emirlerini tehdit değil de müjde olarak almak için burada yazılanlara dikkat kesilelim yani Allah'ın ayetlerine ve Resulün Sünnetine kulak verelim.
Rabbimiz kitabımızda şöyle buyuruyor: “Ey ümmetler, her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı fakat size verdiğinde yol ve şeriatlarda sizi denemek için böyle yaptı. Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın, hepinizin dönüşü Allah'adır.”(6)
Rabbimiz Allah, kulluk için yarattığı kullarına kulluğun bir yarış evresi olduğunu hatırlattı da bu yarışta bir kural kaidenin geçtiğini bizlere ayette beyan etti. Bu kural, yalnız ve yalnız alemlerin Rabbi olan Allah'ın belirlediği, Resulü’nün örnekleri ile gösterdiği bir yarıştı.
Bu yarış; “la ilahe illallah Muhammedun Resulullah” diyenlerin bir araya geldiği, bir vücudun azaları olduğu bir yarıştı.
Bu yarış; topalın geride bırakılmadığı, genç ve atik olanın ileride olmadığı, birbirlerine omuz omuza kenetlenmiş bir binanın, yapının taşlarına, tuğlalarına benzetilmiş olan bir yarıştı.
Bu yarış; yarışı anlayabilmek için asr-ı saadete bakılması, idrak edebilmesi için ayetlerin nazil olduğu dönemdeki insanların bu ayetlere verdikleri ehemmiyeti anlamak kaydıyla anlaşılacak bir yarıştı.
Niçin aynı kelimeleri ve benzer cümleleri ard arda tekrarladık. Bu uyarı te’kidini, Kur’an-ı Kerim’de de görüyoruz. Bazen onlarca ayet ile aynı manayı emreder. Bu tekid yöntemi, Kur’an’ın belağatında ve tefsirin de konunun önemine değinmek içindir. Biz de bu konuyu çok önemli görüyoruz.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”(7)
Yarışın en değerli ve öncelikli emirlerinden bir tanesi, bu ayettir. Allah’ın yarışanlara doğru yolu gösterdiği bu ve benzeri ayetler maalesef bugün bazı insanlar tarafından tahrifata uğratılmıştır. Birlik ve beraberliğin Allah’ın rahmetine ve mağfiretine kapı açarken, dağılıp tefrikaya düşmeyi de azap ve günah olarak belirtmiştir. Allah’ın Sünnetullahı, topyekün itaat edenleri bu yarışta üstün tutmuş, bir kısım emirlere azı dişi ile sarılmış ama dağılmayın, kardeş olun, birbirnizi kıskanmayın vb. emirlerden uzak kalan günümüz Müslümanlarını da gerek tih çöllerinde gerekse de hesab gününde vereceği cezalar ile bu yarıştan geri bırakacaktır.
“Ey dilleri ile iman edip kalpleriyle iman etmeyen kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve ayıplarını araştırmayın. Zira her kim müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa; Allah da onun ayıbını araştırır. Allah her kimin ayıbını araştırırsa onun evinin içinde bile olsa ifşa edip rezil eder.”(8)
Yerle gök arası kadar geniş olan cennet için yarışan kardeşim! Senin takva anlayışın nasıl? Irak’ta Ebu Gureyb Hapishanesi’nde bacın Nur ve benzerlerine tecavüz edilirken sen Müslümanları tekfir etmekte ve aylık ve yıllık olmak kaydıyla cemaatinde bölünmelere gidiyorsun da hep beraber olmayı terk ediyorsun.
Yine yerle gök arası kadar geniş olan cennet için yarışan kardeşim! Suriye’de mazlum Müslümanların ve çocukların üzerine fosfor bombaları yağdırılırken, sen öyle bir izzet ve vakarla cemaatini mazeret ve bahanelerle terk ediyorsun.
Yine yerle gök arası kadar geniş cennet için yarışan kardeşim! Bugün Gazze’de Müslüman ve mazlum halkın üzerine bombalar yağarken, sen gururla dinin ihtilaflı konularının peşine düşüyor ve avamı bu işlerle yoruyorsun.
Ey kardeşim! Ayete baktığımızda Allah, bir bütün olmakla bu yolda üstün ve galip geleceğimizi bildirdi. Ey kardeşim! Allah’ın mağfiretine sarılmakla; salih amel işlemekle, kardeşlerin arasını düzeltmekle, hata edenlere baş başa nasihat etmekle ve Allah’tan yardım istemekle bu yarışı tamamlayabileceğimizi bildirdi.
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz.”(9)
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar.”(10)
Yerle gök arası cennet için yarışan kardeşim! Rabbinin ve Resulullah’ın emrine kulak ver ve “Kendini ve ehlini yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koru.”(11) Cenneti kazanma noktasında ayağına pranga olan tefrikayı terket. Bir ve bütün olmayı, güç ve enerjimizi kafirlere harcamayı kendine şiar edin. Bunca müslümanın gücü nereye gidiyor, kaldır başını da bir bak. Kendi kendilerimizi tekfir etmeyi, ayıp ve kusurlarımızı araştırmayı ve birbirimiz arasında laf getirip götüren kişilere cevap vermeyi ve bu doğrultuda onlara cephe almak ile uğraşmayı terk eyle.
Kardeşim! Biz bir olduğumuzda, tağutu inkar edip Allah’a iman ettiğimizde ve bu yolda kol kola yürüdüğümüzde, işte yerle gök arası cennet sana da bana da çok yakın olur. Bugün bu yarışta Ebu Gureyb Hapishanesi’nin suali bizi çok yorar, Suriye’de ki fosfor bombası ile ölen çocukların hesabı bizi çok yorar, Gazze ve Arakan gibi yerlerin hesabı bizi bu yarışta perişan eder.
Yerle gök arası cennet için yarışan kardeşim! Seninle el ele verirsek, inanıyorum ki Herakliyus’un karşısına çıkan ordunun neferleri gibi bugünün süper ordularının karşısına da çıkarız. O gün güç ve teçhizat noktasında zayıf olan Talut ordusunun bir taş ile Calut ordusunun gücünü kırdığı gibi bizde küfür ordusunun belini kırarız.
Hülasa kardeşim, bu şekliyle yarışta kalabiliriz. Evlerde ve meclislerde toplanıp dağılmakla, cemaatlerin birbirini tekfir etmekle ve bugün bir, yarın on parçalara bölünmekle bu yarışı kazanamayız. Elimizden ve dilimizden kafirlerin emin müslümanların muzdarip olduğu mücadele ile bu yarışı tamamlayamayız.
Rabbim! Doğuda da Batıda da Müslümanları bir araya getir. Senin yolunda ve rızanda cihad etmeyi bize nasip eyle.
Rabbim elimizle ve dilimizle Müslümanlara değil kafirlere zarar vermeyi bize nasip eyle.
Rabbim razı olduğun bu yarışta, razı olduğun mücadeleye bizi sevk eyle.
Ey kalpleri halden hale çeviren, bizim kalplerimizi senin dinine ve rızana çevir.
DİPNOTLAR
- Ali İmran Suresi, 133.
- Hadid Suresi, 21.
- Müslim’in İbn Münzir’den aktarılan rivayetinde Umeyr’in bu sözünden sonra Resulullah(s.a.s) ona: “Neden öyle dedin?” diye sormuş, Umeyr de sonrasını söylemiştir.
- Müslim, 1901 (145), İbnu’l-munzir (920); Hakim, Sahih, (3/426).
- Bakara Suresi 148.
- Maide Suresi, 48.
- Ali İmran Suresi, 103.
- Tirmizi, Birr, 85; Ebu Davud, Edeb, 35
- Hucurat Suresi, 10.
- Muhammed Suresi, 7.
- Tahrim Suresi, 6.