Dünyevîleşme, dünya hayatının geçici olduğunu, âhiret için bir vasıta olduğunu unutup onu amaç haline getirmektir. Dünya için yaşama ya da dünyayı önceleme dünyevîleşmedir.
Dünyevîleşme, insanın, nefsin istek ve arzularının ifrat derecesi olan kibir, gurur, zulüm, hırs, sınırsız haz ve şehvet duygusuna ve dünya hayatının geçici menfaati olan mal, mülk ve makamına aşırı yönelmesidir.
Yaşadığımız çağın tehlikelerinden biri dünyevîleşmedir. Dünyevileşme, yani dünya hayatına aşırı düşkünlük asrımız modern insanın en önemli sorunlarından biridir. Dünyevîleşme kavramı; âhiret hayatını unutan, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan ve şehvetlerinin peşinde koşan insanın içinde bulunduğu hali ifade eden bir kavramdır. Dünyevîleşmenin tezahürleri olarak şu hususlar dikkatlerimizi çekmektedir: İnanç zayıflığı (ki özellikle âhiret inancı), ihlâs eksikliği ve amelsiz iman anlayışı, ibadetlerin terk edilmesi ve ahlâkî çöküntü.
Dünyaya aşırı bağlılık anlamındaki dünyevîleşme, insanın sahip olduklarına her şeyden çok değer vermesidir. Dünyevîleşme, hayatın anlamını, yaratılış gayesini göz ardı ederek ve Allah’a kulluk görevini unutarak tamamen dünyaya yönelmek, zengin meşhur ve güçlü olmayı temel gaye haline getirmektir.
Dünyevîleşme hastalığına tutulan insanlar, dünyada zevkli, keyifli bir yaşantıdan başka bir şey düşünmezler. Başlangıçta meşrû amaçları gerçekleştirmek için sadece bir araç olarak telâkki edilen dünya malı, sonunda amaç haline dönüşebilmektedir. Bu durum da kulluk görevlerinin ihmal edilmesine sebep olmakta, helâl-haram anlayışını zedelemekte, sâlih ameller işlemeyi unutturmaktadır.
Dünyevîleşme tutkusu, ilk insan Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın oğlu Kabil’in Habil’i öldürmesine, onun bu kötü cinâyeti işlemesine sebep olmuştur. “Nihâyet nefsi (Kabil’in dünyaya aşırı düşkünlüğü) onu kardeşini (Habil’i) öldürmeye itti de onu öldürdü, bu yüzden de kaybedenlerden oldu.” 1 Dünya zevkine, keyfine düşkün olmanın, dünya ve âhiretteki zararı çok büyüktür. Dünyevîleşme konusuna ilahi dinler açısından baktığımızda, Yahudilerin maddeyi tapınılacak bir Tanrı gibi görmeleri ve ona aşırı değer verdikleri Kur’an’da görülmektedir.2
Hristiyanlar da buna tepki olarak mâneviyata ağırlık vererek maddi hayatı mümkün mertebe dışlamışlar ve böylece ruhbanlık (dünyadan tamamıyla el etek çekerek, evlenme, ev-bark edinme gibi nimetlerden vazgeçerek ve hatta meşrû lezzetleri de topyekün terkederek bütün ömrü inziva ve ibadet üzere geçirmek) anlayışı ortaya çıkmıştır.3 İnsanın fıtratına aykırı bu aşırılıklar ve teknolojik ilerlemelere dahi mani olan bu anlayışa karşı, Batı dünyasının, kilisenin otoritesine karşı çıkması sonrasında Rönesans, reform, aydınlanma, Fransız ihtilâli, lâiklik, demokrasi ve sanayi devrimi, kapitalizm hareketleri, modernite denilen sürecin oluşumunu hazırlamıştır…
Modernleşme, dünyevîleşme aşırılığı gündeme gelmiştir. Batı insanın en belirgin özelliği maddeciliğidir. Batı insanının tek amacı maddeye sahip olmaktan ve tüm hayatı da madde peşinde koşmaktan ibarettir. Türkiye açısından bakıldığında çağdaşlaşma, batılılaşma, modernleşme, herekti 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanlarından başlayarak 1923'de Cumhuriyetin ilânından sonra, sonradan “Atatürk devrimleri” veya “Atatürk devrimi” olarak adlandırılan gelişmeler yaşanmıştır. Cumhuriyetle birlikte Türkiye batılılaşma yolundaki bütün engellerden sıyrılmış oldu. Dolayısıyla günümüzde, dünyevîleşme (sekülerizm) tüm dünyanın ana sorunu haline gelmiştir. Bu nedenle dünyevîleşmenin maddî mânevî zararları çoktur.
Dünyevîleşme olgusu insanın yaratılışıyla birlikte ortaya çıkmış, her dönem ve her devirde değişik etkenlerden kaynaklanmak suretiyle var olagelmiştir. Genel anlamda ekonomik refahın artmasıyla bu etkenler sonucu, toplumsal anlamdaki maddî ve mânevî dengeler zedelenmiştir. Neticede bu dengesizlikler, toplumda ifsada ve hatta haraba sebebiyet verebilecek olumsuzluklar da getirmiştir. Dünyevîleşme insana, hak, hukuk ve âhiret gerçeğini unutturuyor. Âhiret hayatını unutan bir insan ise her türlü kötülüğe açık hale gelebiliyor ve böylece hem kendisine hem de başkalarına zarar vermiş oluyor
Dünyevîleşme gün geçtikçe artmakta, insanlar zevk peşinde koşmaya başlamakta ve sadece tatmin arayışına girmektedirler. Dünyevîleşen günümüz insanı, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır. Zevk ve sefâ, insanımızı hızla tembelliğe, atâlete, köşe dönmeciliğe itmektedir. Bu nedenle dünyevîleşme günümüz insanının en önemli sorunlarından biridir. Zevk kültürü, insanlar arası ilişkileri bir mücadele zemininde ele almaktadır. Dünyevîleşme tehlikesi maalesef hepimizi tehdit eden bir tehlike. En büyük tehlikesi ise bizi, biz fark etmeden içine alıvermesidir.
Dünyevîleşmenin temel karakteristik özelliği öte dünya fikrine kayıtsız kalmadır.
Bir Müslüman için dünyevileşme, inandığı gibi yaşamamaktır. Günümüz Müslümanlarının en büyük sorunu eylem ve söylem uyuşmazlığıdır. Bir şeyin haram olduğunu her fırsatta dile getiren insanlarımız tutum ve davranışlarıyla bunun aksini sergilemekteler. Sorduğunuzda size israfın, torpilciliğin, rüşvetin, faizin hakkaniyet ölçülerine riayet etmemenin haram olduğunu ifade edecek hatta bu konuda tavsiyelerde bulunmaya başlayacaklardır. Fakat davranışlarına baktığınızda bu temennilerden hiçbir eser olmadığını görürsünüz. Yani bilgiye değil bilince, yüksek şuura ve köklü bir değişime ihtiyacımız var.
Dünyevîleşme tehlikesine Hz. Peygamber’in şu ifadesiyle çok önceden işaret ettiğini görüyoruz: “Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve ziynetlerinin (önünüze) açılmasıdır (sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır.)”4 dünyevîleşme eğilimi modern insanının hayatının merkezine yerleşmiştir.
Rabbimiz Allah bildirmektedir: “Sakın kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının süsüne (malına, mülküne, servetine) gözlerini dikme (imrenme) Rabbinin rızkı hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.”5“İnkâr edenlerin (refah içerisinde) diyar diyar gezip dolaşması sakın seni aldatmasın.” 6
Bu âyet-i kerime, Mekke müşrikleri hakkında nâzil olmuştur. Çünkü onlar, ticaret yapıp para kazandıkları için bolluk ve refah içinde yaşıyorlardı. Müşriklerin bu durumunu gören bazı mü’minler: “Allah’ın düşmanları böyle bolluk ve refah içinde yaşarlarken biz ise (fakirlik) sıkıntı içerisinde zorluk çekiyoruz.” dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ yukarıdaki âyet-i kerimeyi inzal buyurdu. 7
Tabiî ki, bu ve benzeri âyetlerdeki ikazlarla Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şahsında bütün mü’minlere seslenilmektedir. Âyetin devamı da şöyledir: “Bu az bir geçimdir. Sonra gidecekleri yer cehennemdir, ne kötü bir yerdir orası! Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için Allah tarafından bir ikram olarak zemininden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. İyi kişiler için Allah katındaki (nimetler) daha hayırlıdır.”8
Mü’min kişinin zenginlik, fakirlik olayına bakış açısı âyet-i kerimede geçtiği gibi olmalıdır. Zengin, varlıklı insanların refah içinde yaşamalarının mü’min kişileri aldatmaması gerekir. Çünkü dünya yaşamı geçici bir imtihan yerinden ibarettir. Tabiî ki, mü’minler meşrû ve helâl yoldan imkânlarını arttırabilirler, zengin olabilirler; fakat gayr-i İslâmî yaşantısı olanlarınki gibi ‘mal, mülk, servet, para gelsin de nereden gelirse gelsin, helâl, haram fark etmez’ diyenler gibi değil.
Mü’minlerin ölçüsü İslâm’dır. Bir şey câiz ise yapmalı, değilse terk etmelidir. “Allah dilediğine rızkı genişletir, yayar ve (dilediğine) daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile sevinip yetindiler, şımardılar. Hâlbuki dünya hayatı âhiret hayatının yanında basit, geçici bir faydalanmadan başka değildir.”9 Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız (elinizdeki imkânlar) birer imtihan sebebidir. Büyük mükâfat Allah’ın katındadır.”10 Allah’ın nasip ettiği mallar, imkânlar imtihan gereğidir. Önemli olan bu imtihanı iyi anlamak ve kazanmak için elinden geleni yapmaktır.
İnsan dünyevîleşip, kendisini dünyaya kaptırıp da âhireti unutunca başka neleri unutmaz ki! Yüce Kitabımız bildiriyor ki, nefsine ve dünyaya kul olan insan Allah’ı, 11 âhiret gününü, hesabı (cenneti ve cehennemi)12 unutur. Uyarıları ve öğütleri13 unutur. Günahlarını14 unutur. Başkasını uyarırken kendini unutur.15 Sıkıntıyı atlatınca Allah’a yalvarmayı16 unutur.
Yüce Kitabımızın bir uyarısıda şudur: “Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.”17 Günümüz Müslümanlarının ve günümüz dâvâ adamlarının en zor imtihanı dünyevîleşmedir. Bu sınavda dökülen etrafımızdaki çok sayıda insan, olmaktadır.
Dünyevîleşmenin çok kötü neticeleri vardır; kibir, gurur, haset, zülum, hırs, sınırsız haz ve şehvet duygusu ve saldırganlık. Bunların hepsi bu kötü neticelerden bazılarıdır. Bunlardan kurtulmanın yolu dünyevîleşmekten kurtulmaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, âhireti kazanmamızı istiyor: Siz dünya malını istersiniz, oysa Allah âhireti kazanmanızı murad eder. Allah azizdir, hâkimdir.”18
“Hayır, siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz ve âhireti terk edip bırakıyorsunuz.”19 Dünya hayatı çarçabuk geçiyor; günler, aylar, seneler geçerek insanın dünyada kalma süresi gittikçe azalıyor. Hz. Ali’nin (r.a.) buyurduğu gibi; “Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise (bize) yönelip gelmektedir.”20 “Ama siz şu dünya hayatını tercih ediyorsunuz; oysa âhiret daha iyi ve daha kalıcıdır (devamlıdır)”21
Bu gerçekleri Rabbimiz bizlere bildirmektedir. Ancak her ne kadar Müslümanların ciddi anlamda dünyevîleştiğini söylüyor isek de bu, çözümün olmadığı imkânsız bir durumla karşı karşıya olduğumuz anlamına gelmez. Rabbimiz Allah, dünya hayatının insanları aldatmaması, şeytanın insanları kandırmaması için de bizleri birçok âyette uyarmaktadır: “Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” 22
Dünya hayatının câzibeli görülen yaşantısının bizleri aldatmaması, câiz olmayan, helâl olmayan şeylerden sakınmamız, uzak durmamız, tenezzül etmememiz gerektiğini anlamalıyız. Nasıl olsa işlediğimiz günahları Allah affeder düşüncesiyle, günah olan, haram olan işlere tevessül etmemeliyiz. Yüce Allah bizleri uyarmaktadır; “O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun. (emirlerini) dinleyin, itaat edin.”23 “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına (âhiret için) ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.” 24 Tabiî ki, bir mü’min olarak günah olan bir iş yapıldığı zaman yapılacak şey, ondan dolayı hemen tevbe etmektir. “Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar hâriç, zira Ben onları bağışlarım.” 25
Buradan almamız gereken mesaj, elimizden geldiği kadar günah olan hususlardan uzak durmamız gerektiğidir. Buna rağmen günah işlediğimizde hemen tevbe etmeli, hangi şey için tevbe ettiysek bir daha onu yapmamaya gayret sarf etmeliyiz. Dünyevîleşmeden korunmaya çalışmalıyız. Esas dünyevîleşme, dünyanın ne için var olduğunu, hayatın anlamı gerçek mâhiyetinin ne olduğunu kavrayamamadır.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Dünyevîleşme tehlikesine karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dünyevîleşmeden kurtulmada takip edilecek en akılcı yol dünyanın gerçek mahiyetini kavramak, dünyaya ne kadar değer vereceğimizi sağlam bir şekilde belirleyerek dünya-âhiret dengesini kurmak, yaradılış gerçeğimizin imtihan olduğunu unutmamaktır. Kur’an ve sünnete uymayı asıl gaye edinmektir.
Bize düşen bu fâni dünyanın geçici malına, mülküne, zevkine aldanmayıp Allah’a iyi kul olmaya çalışmaktır. Allah'a kulluk yapmak için yaratılan insan, inanç, ibadet ve ahlâkî vazifelerini yerine getirdiğinde mükâfat olarak dünya ve âhirette mutlu, huzurlu bir hayat yaşar. Ne mutlu dünyevileşme hastalığına karşı gereken tedbirleri alarak İslâmî anlayış ve yaşayış üzere olmaya gayret edenlere!
Dipnot
1. Mâide, 5/30
2. Bakara, 2/87-88;146
3. Hadid, 57/27
4. Buhârî, Zekât 47; Müslim, Zekât 121-123
5. Tâhâ, 20/131
6. Âl-i İmrân, 3/196
7. Abdulfettah el-Kadi, Esbab-ı Nüzul, çev. Sâlih Akdemir, s. 94
8. Âl-i İmrân, 3/197-198
9. Ra’d, 13/26
10. Enfâl, 8/28
11.Tevbe, 9/67
12. Arâf, 7/53
13. Maide,5/13-14
14. Kehf, 18/ 57
15. Bakara, 2/44
16. Zümer, 39/8
17. Haşr, 59/19
18. Enfâl,67
19. Kıyâmet, 75/20-21
20. Buhârî, Rikak 4
21. A’lâ, 87/16-17
22. Lokman, 31/33
23. Teğâbün, 64/16
24. Haşr, 59/18
25. Bakara, 2/16