18 Nisan 2024 - Perşembe

Şu anda buradasınız: / HAK VE BATIL SAVAŞI
HAK VE BATIL SAVAŞI

HAK VE BATIL SAVAŞI Mehmet Zeki GÜN

 

 Şeytan ve Adem (a.s.)’ın arasındaki düşmanlık insanlık yeryüzene gelmeden önce başlamıştır. Yeryüzünde’de bu mücadele devam etmiştir. Allah (c.c.) bu durumu Kur’an’da şöyle açıklıyor.

“Bir zaman biz meleklere Âdeme secde edin demiştik. İblis hariç bütün melekler secde etmiştir. O secde etmekte diretmiştir.

Biz Âdeme şöyle demiştik: Ey Adem, bu iblis senin ve hanımının düşmanıdır. Sakın sizin cennetten çıkarılmasına vesile olmasın. Yoksa sıkıntıya düşersiniz.

Şeytan Âdeme vesvese vererek Ey Âdem sana ebedilik ağacının ve yok olmayan bir mülkü göstereyim mi? dedi.

Âdem ve Havva yasak ağacın meyvelerinden yediler.

Allah şöyle dedi: Her ikinizde oradan yer yüzüne inin orada bir kısmınız diğerine düşman olacaktır. Elbet benden size bir yol gösteren gelir. Kim benim gösterdiğime uyarsa ne sapıtır nede sıkıntıya düşer.

İblis aslında Adem'e ve onun soyundan gelen bütün insanlara düşmandır.İyliği emretmez, ancak kötülüğü emreder.” (Taha, 20/116, 117 ve 120-123) 

Kalbi hastalıklı olan insanlar, şeytanın vesvesesine kapılıp gider. Böylece sapıtır heva ve hevesini ilahlaştırır. Kendisi gibi insan olupta onun gibi yaşamayan, Allah'ın indirdiğini isteyen insanlara düşman olurlar. Kendilerinide doğru yolda sanırlar.

Kur’an şöyle buyurmaktadır:

“Allah insanlardan bir takımını doğru yola eriştirdi. Fakat bir takımıda sapıklığı hak etti. Çünkü bunlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmiş ve kendilerini doğru yolda olduklarını sanırlar.

Ne zaman insanların çoğu yoldan çıktıysa Allah rahman sıfaıyla tecelli edip içlerinden bir elçi seçer. Nefsini ilah edinmiş o şeytanın dostları makam ve mevkileri ellerinden gider diye bu elçilere düşman olurlar.

Kimisini katleder, kimisini yurdundan çıkarırlar. Bunu yaparkende kendi gibi düşünenlerin yardımını almak için bu elçiler hakkında “dininizi değiştirir veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarır.” (Mümin, 40/26)      

Habil, Zekeriyya (a.s.), Yahya (a.s.), Ashabı keyf, Ashabı uhdud bunların suçu neydi acaba ne yapmışlardı da kâfirler bunları katletmiş. İşte Allah Kuran'da bunları şöyle açıklıyor.    

“Bu inkârcıların inananlara kızmaları onların sadece göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeye layık ve güçlü olan Allah’a inanmış olmalarındandır. Allah herşeye şahittir.” (Buruc, 85/8-9)

 

Ataları uyarılmamış ve tamamen cehalet bataklığına girmiş olan Mekke ve dünya insanlarına Allah acımış ve Rahmet olarak Muhammed (s.a.s.)’i göndermiş.

Daha önce yoldan çıkmış olan şeytanın dostlarının yaptığının aynısını Rasulullah’a ve ona inananlara yapmışlardır. Yasir ailesini katledip, Bilal ve onun gibi olanlara kızgın kumda göğsüne kocaman taş koyarak akşama kadar işkence etmiştir.

Rasulullah’a da aynısını yapmıştırlar, dövmüşler, sövmüşler, hakaret etmişler, onu yok etmek için ellerinden geleni yapmışlar.

O müminler işkencelere dayanamayıp Habeşistan iki sefer hicret etmişler. Müşrikler    müslümanlardan kalan mallara el koyuyor, evlerini talan ediyor, bağ ve bahçelerine kendilerine kendileri sahip çıkmışlar. Bunlarında suçu sadece Allah'a iman etmeleriydi.

Müminlere yapılan bu katliyamları, işkenceleri ve zulümleri Allah görüyor ve Rasulüne şöyle ayet indiriyor:

Kendileri ile savaşılanlara zulme uğradıkları için (cihada) izin verildi. Allah onlara yardım etmeye elbette kadirdir. (Hacc, 22/39)                                                                                                    

Böylece ilk cihad ayeti indi.   

Uydudan yayın yapan bir hristiyan kanalında Zekeriya adındaki bir rahip şöyle diyordu:

Son Peygamber Muhammed (s.a.s.) dir. Mekke’de Allah’ın ona indirdiği ayetleri açıklıyor, merhamet ve şefkat peygamberiydi diyor. Ne zaman Medine'ye hicret etti vahyi bir tarafta bırakıp öç almak için kafasına göre terör eylemleri yapmıştır diyor.

Bu şeytanın dostları İslam Peygamberini böyle görüyor, demekki kiliselerde, bunlar öğretiliyor. Bugün yeryüzünde müslümanları terör ilan eden bu zihniyettir.

Kendileri gibi yaşamayı istemeyen Allah’ın hükümlerini isteyen, hayatını Allah’ın kitabı ve Rasulün sünnetine göre düzenlemek isteyen her kes onların gözünde teröristir.

İşte bugün bunların izinden giden şeytan dostları aynı şeyi yapıyorlar. Bahaneler uydurup propaganda yaparak, dünyanın dört bir tarafından askerler toplayıp müslümanların ülkelerine saldırıyor, işgal ediyorlar.

Zindanlarını müslümanlarla dolduruyorlar

Günümüzdeki bu savaşlar gerçekten, ABD ile Saddam’ın, AB ile Kaddafi’nin mi, ABD ile Şeyh Usame’nin mi, İsrail ile Şeyh Ahmet Yasin’in mi, Rusya ile Şeyh Şamil’in mi yoksa bir Doğu-Batı savaşımı hayır bunların hiçbir değil! Bütün bunlar bahane edilerek Rabbimiz Allah’tır diyen müslümanları yok etmektir amaçları.

Yarın yaşadığımız bu ülkeye’de saldırmayacaklarının garantisini kim verebilir? Yalancı, fasık ve yeryüzünde bozgunculuk yapan bu zorbalar yarın Mezopotamya bölgesinin yahudilere verilmesini isterse acaba Türkiye nasıl bir tavır takınır?  “Tahrif olmuş Tevrat’ta bu bölgeler kutsal topraklardır.”

Sahi Filistin zorla alınmadımı?

Bugün Türkiye’ye dost gibi görünen ABD ve yandaşları, Türkiye bölünmeyecek dediklerinde Türkiye’ye saldırmayacaklarını garantisini kim verebilir.  Dün Türkiye’den giden gemiye saldırıp içindeki silahsız, savunmasız insanları katleden bunlar değildiydi? Bunlara güven olmaz. ABD ve İsrail ve yandaşlarının ne kadar yalancı olduklarını müslümanlar biliyor.

Aslında bütün bunların sebebi yine müslümanın diyenlerdir. Birbirlerini bırakıp kâfirleri dost edindikleri içindir. Bundan dolayıdır ki yeryüzünde bu kadar bozgunculuk oluyor.

Allah (c.c.) Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:

“Kâfir olanlarda birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize veli ve dost olmassanız, karkaşalık fitne ve büyük bozgun çıkar.” (Enfal, 8/73)

Bugün müslamanlar, velilerini, idarecilerini, yöneticilerini Kur’an'a göre seçmezse kâfirlerin ve müşriklerin Kur’an haricindeki yasalarını velayetini seçip o hayata razı olurlarsa kesinlikle yeryüzünde fitne ve bozgunculuk çıkar.

Şu anda öyle olmamış mı? Müminler birbiriyle olan ilişkilerini bozmuş… Allah’ın ayetlerini bir tarafa bırakıp, ümmet bilincini yitirip, tek yumruk halinde durabilme özelliklerini kaybettikleri için, kendilerinden İslam’dan, Kur’an’dan Rasulullah'tan hariç başkalarını veliler edinip onların velayeti altında bir hayattan razı oldukları için yeryüzünde büyük fitne ve bozgunculuk çıkmıştır.

Bütün ümmeti bir araya getirip tek yumruk halinde durmasını sağlayan bir lider çıkar aramızdan ey Rabbim!

 

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul